Üç fidanın son mektupları

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın son mektupları...

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 06 Mayıs 2018
  • 07:51

6 Mayıs 1972’de sermaye devleti tarafından idam edilen devrimci önderler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın son mektuplarını, ölüm yıldönümleri vesilesiyle okurlarımıza sunuyoruz.

***

Baba,

Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat, bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir.

Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın.

Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir.

Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu.

Seninle düşüncelerimiz ayrı ama, beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, (…) anlayacağını inanıyorum.

Cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara´da 1969´da ölen arkadaşım Taylan Özgür´ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul´a götürmeye kalkma.

Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.

Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım…

Oğlun Deniz Gezmiş

Merkez Cezaevi

 

***

Sevgili Babacığım,

Bu mektubu aldığın zaman ben ebediyen bu dünyadan göç etmiş olacağım. Ne kadar sarsılacağını tahmin ediyorum. Bir buçuk seneden beri, benim yüzümden nasıl üzüntü içinde olduğunuz malum. Bu son olayı da metanetle karşılamanızı sadece dileyebiliyorum. Babacığım, bu olayda da annemin ve Yücel'in, senin tesellilerine ve desteklerine ihtiyaçları çok. Bunun için ne kadar metin olursan hem senin sağlığın için hem de onlar için o kadar iyi olur. Elbette ki yıllarca emek verip yetiştirdiğin bir oğlun bir günde öldürülmesi, kolay göğüslenecek bir olay değildir. Fakat siz benim ne için, kimlere karşı mücadele verdiğimi biliyorsunuz. Ben bu açıdan rahat ve vicdan huzuru içinde gidiyorum. Sizlerin de bu bakımdan rahat ve huzur içinde olduğunuzu ve olacağınızı biliyorum. Babacığım annemi ve Yücel'in, senin desteklerine muhtaç olduklarını söylemiştim. Onları rahat ettirmek için bütün gücünü kullanacağından zaten eminim. Babacığım, burada şunu ilave edeyim ki Yücel'in hastalığından kendimi sorumlu hissediyorum. Yücel için her şeyinizi ortaya koyacağınız konusunda da kuşkum yok. Ablamlar için söyleyeceğim fazla üzülmesinler, olayın sarsıntıları geçtikten sonra normal hayatlarını devam ettirsinler. Mehtap'a ne diyeyim. Benim için her zaman bol bol öpün. Babacığım, cezaevinde kalan arkadaşları ara sıra yoklarsan, hallerini hatırlarını sorarsan çok memnun olurum. Her birisi oğlun sayılır. Dışarıda bizler için uğraşan dostlarım ve dostlarını hiçbir zaman unutmayacağını biliyorum.
Mektubum burada biterken sizi, annemi, Yücel'i, ablamı, Aziz abiyi, hasretle kucaklarım babacığım. Sağlıcakla kalın.

Yusuf Aslan

 

***

Babama, anneme, kardeşlerime ve yakın akrabalarıma,
söyleyecek fazla söz bulamıyorum. Bir insanın sonunda karşılaşacağı tabii sonuç, bildiğiniz sebeplerden dolayı erken karşıma çıktı.Üzüntü ve acınızı tahmin ediyorum.İleride durumumu çok daha iyi anlayacağınız inancındayım.Metin olunuz.Üzüntü ve acılarınızı unutmaya çalışınız.Bütün varlığımla hepinize kucak dolusu selamlar

Sevgiler!..

Yazılacak çok şey var; fakat hem mümkün değil,hem de sırası değil...

Candan selamlar.

Hüseyin İnan