Tutuklu avukatların davasında 3. duruşma

ÇHD ve HHB üyesi avukatların tutuklu yargılandığı davanın 3. duruşması, mahkemenin hukuksuzluğu ve bir an önce ceza verme niyetiyle başladı. Avukatlar tanık beyanlarındaki tutarsızlığa dikkat çekiyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 18 Mart 2019
  • 10:45
Foto: Arşiv

Foto: Arşiv

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi avukatların “terör örgütü üyesi olmak” gerekçesiyle yargılandığı davanın 3. duruşması bugün Silivri Hapishanesi kampüsündeki salonda başladı.

Avukatlar Selçuk Kozağaçlı, Behiç Aşçı, Aycan Çiçek, Engin Gökoğlu, Aytaç Ünsal ve Barkın Timtik’in tutuklu yargılandığı davada avukatları 16 baro ve Türkiye Barolar Birliği’nden (TBB) avukatlar savunuyor. Birçok ülkeden gelen uluslararası hukuk örgütü temsilcileri de duruşmayı takip ediyor.

Mahkemede konuşan avukatlar, mahkemenin hukuksuzluğunu, deliller ortaya konup tartışılmadan bir an önce avukatların cezalandırılmak istenmesini teşhir ediyorlar.

“Göstermelik yargılama yapıyorsunuz”

İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, mahkemenin savunma tarafından delil değerlendirmesi ve tevsii tahkikat taleplerini almadan celse arasında esas hakkında mütalaa almış olmasını eleştirerek mahkemenin usule uygun davranması gerektiğini hatırlattı.

İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, heyetin devam ettirdiği tutumun, adil yargılamanın açık bir şekilde ihlali niteliğinde olduğuna dikkat çekerek, tutuklu avukatların bu nedenle açlık grevinde olduğunu hatırlattı.

Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz, “Mahkemenizin hukuk devletine uygun davranmasını bekliyoruz. Adil bir yargılama yapmak zorundasınız” derken, Aydın Barosu Başkanı Gökhan Bozkurt, “Mahkemenizin görevlilere verdiği talimat nedeniyle salona bile girmekte zorlandık. Bu bile nasıl bir tavır içinde olduğunuzu gösteriyor. Mahkemeler kendi kararlarına uymazsa vatandaşlardan uymasını beklemeyin” diyerek hukuksuzluğa dikkat çekti.

Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Cihan Aydın “Türkiye'de otomatik bir yargılama var. Fezlekeler iddianameye evriliyor. Formel bir yargılama yapılıyor. Dinlemeden bu yargılamayı yapacaksanız bu seremoniye ne gerek var” diye konuşurken, mahkeme başkanı baro başkanlarının sözünü keserek savcıya söz vermeye çalıştı.

Soruşturmanın genişletilmesi talebini reddeden mahkeme başkanı sloganlarla protesto edilirken duruşmaya 15 dakika ara verildi.

Aranın ardından mahkeme başkanı Akın Gürlek, sanıklar gelmeden duruşmayı açtı. Söz alan İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel “Oybirliğiyle karar alınca yaptığınız işleri hukukî hale getirmiş olmuyorsunuz, o işler öyle yürümüyor. Siz kararınızda bir sonraki duruşma kadar süre verdiniz, şimdi 35 gün bekledim yeterli diyorsunuz” diyerek bu duruma tepki gösterdi. Mahkeme başkanının keyfiliğine dikkat çeken Yücel “Muhtemelen beni duruşma salonundan at atmakla tehdit edeceksiniz” dedi, “sözlü uyarı” aldı.

Mahkeme heyeti tüm talepleri reddedip esas hakkındaki savunmasını almak üzere tutuksuz yargılanan Av. Ayşegül Çağatay’a söz vermek istedi ancak itirazlar üzerine savunma avukatlarının beyanlarına devam edildi. Tanıkların usule aykırı olarak polis merkezinde dinlendiğini belirten avukatlar, açık tanıkların da gizli tanık gibi dinlendiğine dikkat çekildi. Var olduğu söylenen dijital delillerin uygun imajlarının dava dosyasında bulunmadığı, 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nden istenmesi söylenerek bu talebin reddedildiğini hatırlatan avukatlar, söz konusu mahkemenin ise “Terörle mücadele şubesinden olur almadan bunları veremeyiz” dediğini hatırlattılar, yargılamanın polis talimatıyla gerçekleştiğine dikkat çektiler. Yine bu delillere ilişkin sundukları bilirkişi raporuna göre, bunların delil niteliğinin bozulduğunu ortaya koydular.

Mahkeme başkanının tutuklu avukatlara “aranızda konuşmayın, yerinizi değiştiririm” dediği duruşmada tanık olarak dinletilen İsmet Özdemir’in ifadelerindeki çelişkilere ve usulsüzlüklere değinildi. Özdemir’in mahkeme heyetine “Ben örgüt üyeliğinden bir sürü davaya çıkıyorum, bu hangi dava?” diye sorduğunu hatırlatan avukatlar, 2005 yılında örgütle irtibatının kesildiğini söylemesine rağmen 2008 yılında 141 kişiyi tespit etmesini hatırlattılar. Av. Several Ballıkaya, Özdemir’in “örgüt içinde önemli yerlerde bulundum” dediği dönemde hapishanede ve askerde olduğuna dikkat çekti. Yanı sıra Özdemir’in hapishane raporuna ve kullandığı ilaçlara göre paranoid şizofren olduğunu ifade eden Ballıkaya, Özdemir’in “10 yaşında iken muhbir olarak çalıştırılmaya başlandığını” hatırlattı.

 

Av. Ali Şafak, gizli tanık sıfatıyla terörle mücadele şubesinde 50 sayfa ifade veren gizli tanık Güneş’in mahkemede hiçbir şey “hatırlamadığına” dikkat çekerek tanıkların ifadeleri arasındaki çelişkileri vurguladı.

Av. Güçlü Sevimli, itirafçıların kendilerini kurtarmak için hareket ettikleri ve onların ifadelerine dayanarak yargılama yapılamayacağına dair Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı olduğunu hatırlatarak, dosyadaki tanıkların hem söylediklerinin hem de özel durumlarının güvenilir olmadığına dikkat çekti.

Gizli tanık Derya Altın’ın beyanlarını değerlendiren Av. Tarkan Özdemir, bu tanığın da verdiği ifadeleri “hatırlamadığına” dikkat çekerek, mahkeme başkanının tanıkları yönlendirmesine dair örnekler verdi.

Berk Ercan’ın itiraflarına dair değerlendirmede bulunan Av. Derviş Aydın, bu ifadelerin tamamının duyumlar, kitaplar ve açık kaynak araştırmasına dayandığına dikkat çekti. Poliste ifade veren bu tanığın aynı tarihte Ankara’da bir duruşmaya katılmasının olanaksızlığına değinerek, bu kişinin ifadelerinden diğer tanıkların ifadelerini okuduğunun anlaşıldığını hatırlattı.

Gizli tanık Kenan Doruk’un ifadelerine dair konuşan Av. Bahattin Özdemir, bu kişinin bir ifadesinde “Grup Yorum konseri vesilesiyle örgüte katıldığını”, bir başka ifadesinde ise “Gazi mahallesinde uyuşturucuyu bırakmasına yardımcı olan birinin kendisini eylemlere götürmesiyle örgüte katıldığını” söylediğine dikkat çekti. İfadesinde sürekli bahsettiği Gençlik Federasyonu’na mahkemede hiç değinmemesine ilişkin sorularının mahkeme başkanı tarafından engellendiğini hatırlatan Özdemir, çelişkilere dair örnekler vererek ifadelerin polis tarafından uydurulduğunu ortaya koydu.

Av. Güray Dağ, mahkeme başkanının, avukatların aleyhine olan delilleri toplama telaşına düştüğüne işaret ederek “78 klasörlük bir dosyada 3. duruşmada karara gitmeye çalışıyorsunuz. Her şeyi tehdit ederek yaptırmaya çalışıyorsunuz. Muhtemelen tüm beyanlarımızı ve taleplerimizi reddedip de karara gideceksiniz” dedi.