Türk sermaye devletiyle İsrail yönetimi ilişkileri, tüm‘anlaşmazlık’ iddialarına karşın askeri ve ekonomik alanda durmadan gelişiyor.
İlişkileri ‘sorunlu’ gösterilen iki ülke arasında ticari ilişkiler sürüyor. Karşılıklı ihracat verileri yıllık 4 milyar dolarlık bir alışverişin yapıldığını gösteriyor.
Türk-İsrail İş Konseyi’nden Menaşe Carmon, Amerika’nın Sesi’nde yayınlanan yaptığı röportajında daimi olanın siyasetçiler değil, iş insanları olduğunu vurguluyor. Carmon ayrıca iki ülke arasında ‘gerginlik’ olsa da Türkiye ve İsrail arasındaki yıllık ticaret hacminin 4 milyar dolara ulaştığını aktarıyor.
AKP şefi Erdoğan’ın 2009 yılında “one minute” çıkışıyla şişirilen “ikili ilişkilerde sorun” propagandasına karşılık ticari ilişkiler gelişerek sürüyor. 2007- 2011 arasında Türkiye’den İsrail’e hazır gıda ürünleri, meşrubatlar ve tütün ihracı ikiye katlandı. Keza son olarak iki ülke arasında denizaltından boru hatlarıyla temiz su ve enerji ihtiyacının karşılanması tartışılıyor.
‘87’de Manavgat’ın suyunu isteyen fakat masrafın çok olacağı için vazgeçen İsrail yönetiminin geçtiğimiz günlerde Göksu Nehri’nin suyunu sermaye hükümetinden istediği belirtiliyor. Ayrıca Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattının İsrail’e uzatılmasının proje olarak düşünüldüğü ifade ediliyor.
Türkiye İsrail ilişkilerinde yine bir duraksamanın olmadığının en açık kanıtı askeri ilişkilerde görülüyor. 2010 yılında, İsrail’in Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırı nedeniyle tüm askeri anlaşmaların askıya alındığı açıklanmıştı. Milli Savunma Sanayii Müsteşarı Murat Bayar Nisan 2011’de şunları ifade etmişti. “Bu günden sonra yeni anlaşmalar yapmıyoruz. Geçmişten kalan küçük parçalara dönük alımlar var sadece. Modernizasyonla ilgili şeyler. İsrail’e silah konusunda da ‘one-minute’ dedik.”
Fakat İsrail Savunma Bakanlığı Yabancı Savunma Yardım ve İhracat Dairesi (SIBAT) Başkanı General Aiveli, Temmuz 2013’te Haaretz gazetesine yaptığı açıklamada "Türkiye’ye yapılan silah ihracatı hiçbir zaman sıfır olmamıştır" diyerek tüm yalanları açığa çıkarmıştı. Aynı günlerde Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) İsrail’den taşınacak 31 bin 500 parça için taşıma ihalesi açmıştı.
Özür senaryosu
Bu süreçte ayrıca ikili ilişkilerin güçlenmesi için emperyalistlerin yazdığı senaryolar oynandı. Mart 2013’te Başbakanlık Basın Merkezi tarafından yapılan açıklamada, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, Obama’nın ‘arabuluculuğuyla’, Mavi Marmara baskınıyla ilgili olarak özür dilediği, Tayyip Erdoğan’ın da özrü kabul ettiği bildirildi. Aynı resmi açıklamada "Erdoğan'ın son dönemde iki ülke arasındaki ilişkilerin bozulmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdiği” vurgulanıyordu. Böylece ‘küskünlüğün’ bitirilip ilişkilerin normalleştirildiği görüntüsü çizildi.
Suriye’ye yönelik emperyalist savaş çığırtkanlığında da ortak dili kullanan İsrail ve Türk devletleri, açık ki, ilişkilerini çıkarları ortaklaştıkça sürdürmeye devam edeceklerdir.
