Kapitalist devletler 2015 yılında iklim kriziyle mücadele için vaatler belirleyerek Paris İklim Anlaşması’nı imzalamıştı. Öne sürülen taahhütler yerine getirilmezken, krizin sorumlusu pek çok devlet anlaşmaya imza dahi atmamıştı.
Türkiye de anlaşmaya 5 yıl sonra anca imza atabildi. Bunun sonrasında Glasgow’da düzenlenen 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na (COP26) da Türkiye bir heyetle katıldı.
5 yıl önceki Paris Anlaşması gibi, bu konferansta da kimi taahhütlerle anlaşma sağlanırken, bunlardan biri de kömürden çıkışa dair oldu. Ancak yine başlıca sorumlu devletler bu taahhütte bulunmaktan kaçındı.
ABD ve Çin gibi kömür kullanımında en çok paya sahip ülkeler kömürden çıkış garantisi vermezken, son yıllarda kömüre dayalı üretimle sermayeyi ihya edip doğayı talan eden Türk sermaye devleti de bu taahhütte bulunmaktan kaçındı.
Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’a konuşan, zirveyi takip eden Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) İklim Değişikliği Kıdemli Uzmanı Dr. Ümit Şahin, “Şu an burada sadece kömür açıklaması konuşulurken Türkiye’nin bunun tarafı olmaması ve çekingen davranması henüz aktif iklim politikası yapma konusunda Türkiye’nin alacağı çok yol olduğunu gösteriyor. Türkiye cesur olmalı” dedi.
Şahin zirveden gelecek adına somut bir sonucun çıkıp çıkmayacağına ilişkin soruya “Gelecek için somut bir sonuç çıkıyor zirveden. Özellikle kömür konusunda çok net bir tavır alındı. Kömürden çıkış konusunda ülkeler radikal bir açıklama yaptı. Çok sayıda ülke altına imza attı. Bu önemliydi. Onun dışında ormanların korunması konusunda bir siyasi tahahhüte bulunuldu. İklim finansmanı konusunda bankaların ve yatırım kuruluşlarının yaptığı çok iddialı açıklamalar vardı. 2030’a kadar metan emisyonlarının yüzde 30 düşürülmesi taahhüdü de ileri bir adım sayılır. Yani Glasgow’dan sonuçlar çıkacak. Somut adım olup olmadığını ise uygulamaya bakarak anlayabiliriz” yanıtını verdi.
“Çok yol var”
Şahin, Türkiye’nin zirvedeki tavrına ilişkin soruyu özetle şöyle yanıtladı:
“Türkiye samimi mi onu da ileride göreceğiz ama kömür açıklamasının altında Türkiye’nin imzası olmadığını görüyoruz. Bu durum Türkiye’nin aktif iklim politikası yapmayı tam olarak öğrenemediği, başaramadığı gibi yorumlanabilir. Türkiye çok hızlı başladı. 2053’te net sıfır hedefiyle, yeşil kalkınma devrimi söylemiyle çok hızlı bir adım attı Paris Anlaşması’na. Ama daha ilk adımda kömür açıklamasının içinde yer almaması ve çekingen davranması aktif iklim politikası yapma konusunda alacağı çok yol olduğu gibi yorumlanabilir. Daha cesur olmalı Türkiye.”