İsrail ve Filistin arasında ateşkes sağlanması ve Gazze’ye yönelik saldırıların durdurulması için girişimler devam ediyor. Türkiye bu süreçlerde yer almak için yoğun bir diplomasi yürütüyor.
Peki Türkiye, İsrail ve Filistinliler arasında ara bulucu olabilir mi?
Olabilir. Çünkü bir süredir iki taraf arasında ara buluculuk rolü üstlenen Katar’ın pozisyonu giderek zayıflıyor. İsrail’in defalarca “Güvenilir ara bulucu olmamakla, HAMAS taraftarı olmakla” suçladığı Katar da bu rolden kurtulmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Bölgenin Suudi Arabistan ve Mısır gibi önde gelen ülkeleri ise ara buluculuk gibi bir yükü üstlenmek istemiyor.
Mesela Mısır…
Evet, Gazze konusunda masaların kurulduğu, ağır heyetlerin bir araya geldiği yer Kahire ancak Kahire HAMAS’a ve İsrail’e karşı mesafeli durmaya dayalı politikasından taviz vermemeye çalışıyor.
Peki Mısır bu işe karışmak istemiyorsa neden müzakerelerin adresi Kahire?
Çünkü hem İsrail hem de Gazze ile sınırı olan Mısır, Gazze’ye yönelik saldırıların durdurulmaması halinde yüz binlerce göçmenin Mısır’a akın etmesinden korkuyor. Müslüman Kardeşlerin Gazze kolu olan HAMAS’ın on yıllardır kontrolü altında yaşayan göçmenlerle birlikte Müslüman Kardeşlerin tekrar güçlenmesi ihtimali Mısır’ın korkulu rüyası. Ayrıca Mısır, yüz binlerce insanın altyapı, üstyapı, sağlık, eğitim, beslenme, güvenlik gibi ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir durumda değil. Bu nedenle Mısır’ın yürüttüğü politika “Gazze meselesini Mısır topraklarına sarkmadan ve Gazze’de durdurmak” şeklinde özetlenebilir.
7 Ekim’de HAMAS’ın İsrail yerleşim birimlerine saldırısına kadar İsrail ile normalleşme müzakerelerini yürüten Suudi Arabistan’ın politikası Mısır’a göre çok daha nötr. Süreci yakından izleyen ve ara buluculuk girişimlerini destekleyen Suudi Arabistan doğrudan ara bulucu olmaktan kaçınıyor. Mısır gibi HAMAS’a mesafeli olan Suudi Arabistan’ın Müslüman Kardeşleri terör örgütü olarak görmesi de bu yaklaşımında etkili.
Keza Ürdün de mecbur kalmadıkça süreçlere doğrudan dahil olmamayı tercih eden ama diğer taraftan da yüz binlerce Gazzeli göçmenin Ürdün’e akın etmesinden korkuyor.
Velhasıl bölge ülkeleri ara buluculuk rollerini “işin ucu bir şekilde kendilerine değeceği korkusuyla” dahil oluyor denebilir.
Bu durum ve Katar’ın ara buluculuk rolünün zayıflaması ve İsrail tarafından güvenilir bulunmaması Türkiye’ye alan açıyor.
İsrail-Filistin meselesinde uzun vadeli olarak ara bulucu olmak konusunda şimdilik en hevesli ülke Türkiye.
Peki bölge ülkeleri, savaşın tarafları ve hatta ABD Türkiye’nin ara buluculuk rolü üstlenmesine ne der?
Öncelikle bölge ülkeleri bundan rahatsız olacaktır. Çünkü Türkiye’nin bölgesel meselelere dahil olması, İsrail-Filistin gibi çetrefilli bir dosyada ara buluculuk rolü üstlenmesi Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunu ve varlığını artırabilir. Ancak nihayetinde bu rolü birilerinin üstlenmesi gerekiyorsa ve bölge ülkeleri mesafeli yaklaşıyorsa Türkiye’ye göz yummak zorunda kalabilirler.
Filistinliler büyük ölçüde memnuniyetle karşılarken İsrail tarafının da çok sorun çıkarmayacağı söylenebilir. Her ne kadar karşılıklı sert resmi söylemler olsa da Türkiye ve İsrail arasındaki diplomatik ve ticari ilişkiler devam ediyor. Ayrıca İsrail, Netanyahu’dan ibaret değil. Bu nedenle İsrail Türkiye’nin ara bulucu olma girişimlerini, HAMAS’ı kontrol altında tutma konusunda fırsat olarak değerlendirebilir.
Ancak Türkiye açısından iş bu kadarıyla da bitmiyor.
Sonuçta İsrail ve Filistinliler arasında kalıcı bir barış girişiminin söz konusu bile olmadığı hatta geçici, süreli ateşkes girişimlerinin dahi çöktüğü bir dönem yaşanıyor.
Ayrıca İsrail’in Gazze’yi tamamen kontrol altına almak gibi bir niyeti olduğu konuşulurken Filistinliler Gazze’yi ele geçiren İsrail’in Batı Şeria’ya yönelmesinden korkuyor.
İsrail Gazze’deki HAMAS’ın silahlı kanadı olan Kassam Tugaylarını tamamen çökertmekten bahsediyor ancak yavaş yavaş 1982’de Filistin Kurtuluş Örgütünün Beyrut’tan çıkarılması gibi HAMAS’ın da Gazze’den çıkarılması senaryoları konuşulur oldu. FKÖ gibi HAMAS’ı da zayıflatacak olan bu ve benzeri senaryolar da bıçak sırtı diplomasi gerektiriyor.
Velhasıl Türkiye, İsrail-Filistin meselesinde ara buluculuk rolü için oldukça hevesli. Ancak ateşkes girişimlerinde masaya dahil ol(a)mayan Türkiye kalıcı barışı sağlayabilecek mi? Kaldı ki ABD’nin durduramadığı İsrail’i Türkiye nasıl ikna edecek? Sorulacak pek çok soru var elbette ancak şimdilik durum bu!
Evrensel / 02.05.24