Türk Tabipleri Birliği (TTB), sağlık çalışanlarının özlük ve ekonomik sorunlarının çözümü ile halkın sağlık hakkı için taleplerini yükseltmek amacıyla yaptığı basın toplantısı ile eylem takvimini açıkladı.
İlk sözü alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 1 Ekim günü yaptıkları basın toplantısının ardından Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’dan istedikleri randevuya yanıt gelmediğini ama sağlık emekçilerinin sabırlarının tükendiğini belirtti. Sağlıkta dönüşümün yarattığı tahribatın hem sağlık emekçilerini hem de yurttaşları sağlıksızlığa ittiğini ifade eden Korur Fincancı, “Sağlık alanında ciddi bir çöküş ile karşı karşıya olduğumuzu ifade etmek istiyoruz” diye ekledi.
“Mücadele programımız tüm toplum için”
TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten pandemi sürecinin tüm toplumu ama en çok sağlık çalışanlarını yıprattığını, özlük ve ekonomik haklardan çalışma koşullarına yaşanan sorunların artık dayanılmaz bir hal aldığını ifade etti. TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut “Emek bizim söz bizim” sloganıyla taleplerini alanlardan yükselteceklerini dile getirdi.
TTB Merkez Konseyi üyelerinden Dr. Halis Yerlikaya, meslektaşlarından tükenmişliği ve yıpranmışlığı, yurttaşlardan da sağlık hakkına erişimdeki sorunları her gün dinlediklerini söyleyip sağlıktaki kötü gidişata bir dur demenin vakti geldiğini kaydetti. Dr. Onur Naci Karahancı ise şunları vurguladı:
“Başlattığımız bu mücadele programı sadece hekimler veya sağlık emekçileri için değil; tüm toplum için, hepimiz için. Ne toplumu ne sağlık çalışanlarını ne emekçileri dinleyen bir iktidar ile emeğimize sahip çıkarak mücadele edeceğiz. Toplumdan da bu süreci bizimle beraber örmesini talep ediyoruz”
Basın açıklamasını okuyan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Meltem Günbeği “Piyasacı, özelleştirmeci, hekimlerin yaşam ve çalışma koşullarını görmeyen bu sağlık sistemi iflas etmiştir” dedi.
“Bu sağlık sistemi toplum sağlığı için önemli bir risk”
Günbeği, mevcut sağlık sisteminin toplum sağlığını korumadığına dikkat çekerek şunları ifade etti:
“Halkın sağlığını tehlikeye atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri, özel sağlık işletmeleri ve sermaye sahiplerini korumaya yönelik politikalara gelince hiçbir sınır tanımıyor. Salgın döneminde dahi iktidar bu anlayışından vazgeçmedi. Tam tersine her gün yüzlerce insanımız yaşamını yitirirken, onlar sağlık sistemlerinin, şehir hastanelerinin güzellemeleriyle günlerini geçirdiler. Oysa çok açık bir şekilde gerçek ortaya çıkmış, AKP’nin savunuculuğunu yaptığı ve uyguladığı sağlık sistemi toplum sağlığı için önemli bir risk halini almıştır. Artık bu sistemin yürütülmesi olanaksızdır.”
Hekimlerin çalışma koşullarına değinilen açıklamada talepler şu şekilde sıralandı:
“1- Sağlıkta özelleştirmeci, piyasacı politikalar durdurulmalı, sağlık hizmetleri toplumcu bir anlayışla yeniden inşa edilmelidir. Sermayeye değil sağlığa bütçe ayrılmalıdır.
2- Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmeli, güvenceli çalışma esas olmalıdır.
3- İşyerlerimiz alanın uzmanları ile görüşülerek güvenli, sağlıklı çalışma ortamları haline getirilmelidir.
4- Haftalık çalışma sürelerimiz yeniden düzenlenmelidir.
5- Emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir temel ödeme sağlanmalıdır. Hekimlere 7200 ek gösterge verilmelidir.
COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılmalıdır! Pandemi süresince çalıştığımız her yıl için derhal 120 gün fiili hizmet süresi zammı tüm sağlık çalışanlarına verilmelidir.”
23 Kasım’da “Beyaz yürüyüş”
TTB’nin eylem programı ise şe şekilde
"Bu hafta boyunca “5 Dakikada Hekimlik Yapılmaz”, “5 Dakikada Sağlık Olmaz” diyoruz.
15 Ekim’den başlayarak her ayın 15’inde tüm yurtta “Geçinemiyoruz” diyenler maaşlarını alkışlayacak, sessizliği yaracak.
Gelecek hafta itibari ile tüm yurtta, hastanelerde, ASM’lerde, üniversitelerde her sağlık kurumunda hekimler ile buluşacağız.
20 Ekim’den itibaren her çarşamba bizleri yalnızca balkonlardan alkışlatanlara karşılık işyerlerinde maaşlarımızı ve çalışma şartlarımızı alkışlayacağız.
Her hafta bir tema ile yapacağımız eylemlerimizde;
-Kasım’ın ilk haftası ekonomik haklarımıza (özellikle 7200 ek gösterge ve her yıla 120 gün yıpranma payı talebimize),
-Kasım’ın ikincisi haftası çalışma koşullarımıza,
-Kasım’ın üçüncü haftası Aynur Dağdemir’in ölüm yıldönümünde sağlıkta şiddete,
-Kasım’ın dördüncü haftası çöken sağlık sistemine karşı taleplerimizi haykıracağız.
Yapacağımız buluşmalarda 175 bin hekimin ilettiklerini, hekimleri temsilen 23 Kasım günü heyetimizle başlatacağımız “Beyaz Yürüyüş” ile Ankara’ya taşıyacağız. Duyulmayanı duyurmak, görülmeyeni göstermek için Ankara’ya yürüyeceğiz.
23 Kasım’da İstanbul’dan yapılacak uğurlamanın ardından Ankara’ya doğru başlatacağımız tamamlanacak üç günlük “Beyaz Yürüyüş”ümüzün sonunda 27 Kasım’da Ankara’da yedi bölgeden hekimler ile buluşacağız. Bu buluşmaya kadar taleplerimize yanıt alamamamız halinde o gün gerçekleştireceğimiz sağlık forumunda alacağımız kararlar ile g(ö)reve kadar gidebilecek süreci konuşacağız.”