TTB: Çocuğun cinsel istismarı affedilemez!

AKP iktidarının çocuğa yönelik cinsel istismarın affına ilişkin yasa tasarısı hazırlığına karşı Türk Tabipleri Birliği ve 48 Tabip Odası ortak açıklama yayınladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 24 Ocak 2020
  • 09:55

Çocuk istismarlarını örtbas eden, istismarcı vakıfları kollayıp desteklemeye devam eden dinci-gerici AKP iktidarının, istismarın önünü açacak yasal düzenleme hazırlıklarına bir tepki de Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Tabip Odalarından geldi.

AKP iktidarının tepkiler üzerine daha önce geri çektiği, son dönemde ise “yargı reformu” adı altında yeni yasa tasarısı hazırlığıyla ile kız çocuklarının kendilerine tecavüz eden kişilerle evlendirilmesi gündemde.

Söz konusu yasa hazırlıklarına karşı 48 Tabip Odası ile TTB tarafından ortak açıklama yapılarak çocuk istismarının asla affedilemeyeceğini vurguladı ve devlete sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapıldı.

“Çocuğun cinsel istismarı affedilemez” başlıklı açıklamada, AKP iktidarının çocuk istismarının önünü açan uygulamalarına dikkat çekildi. Devamında, cinsel istismarda rıza yaşının 15’ten 12’ye düşürülmesi, 15 yaşını tamamlamamış çocukla herhangi bir cinsel ilişkinin istismar sayılmaktan çıkarılması, müftülüklere resmi nikah kıyma yetkisi verilmesi, istismarın önünü açan ve yakın zamanda hayata geçirilen örnekler olarak sıralandı. İstismarcıların cinsel saldırıda bulunduğu çocukla 5 yıl boyunca evli kalmasına denetimli serbestlikten yararlanma olanağı tanınmasının önerildiğine değinilen açıklamada, “Bu yasa değişiklikleri, çocuk yaşta zorla evlilikleri özendiren ve çocuk istismarını meşrulaştıran düzenlemeler olarak tarihe geçmiştir” ifadeleri kullanıldı.

Ocak 2020’de, üçüncü kez 2. Yargı Paketi içinde Meclis gündemine getirilmesi planlanan ve çocuk istismarcılarının evlilik yoluyla affını içeren tasarı ise, sürecin önemli, ciddi riskler içeren ve kaygı verici bir aşamasını oluşturmaktadır” ifadeleriyle devam eden açıklamada, böyle bir düzenlemeyle hem tecavüzün hem de çocuk yaşta evliliğin meşru hale getirileceği ortaya koyuldu.

AKP iktidarının bu yasa tasarısına öne sürdüğü gerekçeler üzerinde durulan açıklamanın devamında şöyle denildi:

Vahim olan, toplumda bugüne ve geleceğe ilişkin ciddi kaygılara yol açan, vicdanları ayağa kaldıran tablo tam da budur; geleneksel ve dinsel yaklaşımlarla beslenen, toplumsal cinsiyet eşitliğini hiçe sayan, kadınları kamusal yaşamdan dışlayan ve ikincilleştiren, kız çocuklarını kendi istenci, düşüncesi, değeri olmayan, ana-baba güdümünde birer varlık ve ailenin alınır-satılır “malı” olarak gören eril tahakkümün kız çocukları için öngördüğü dünya tasarımının, kendisine tecavüz edenle bile evlendirilmeye rıza üretmeye kadar vardırılmış olması ve topluma bu tartışmanın dayatılmış olması…”

Çocuk ve kadın haklarına yönelik bu ve diğer uygulamaların uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu, 0-18 yaş aralığında herkesin çocuk olarak kabul edildiği hatırlatılan açıklamada, söz konusu tasarıya karşı kamuoyundaki tepkiye dikkat çekildi. Çocuğa yönelik istismar, baskı ve şiddetin, çocukların evlendirilmesinin çocuk haklarının ihlali olduğunun altı çizilen açıklamada, bunların çocukların yaşamında yarattığı tahribat ortaya koyuldu.

Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelere uyulması çağrısı yapılan açıklama, çocuğa yönelik her türlü istismarın suç olduğunun altı çizilerek şu ifadelerle noktalandı:

Devletin görevi, kız çocuklarını erken yaşta zorla evliliklere yönlendirmek ve cinsel istismar suçlularını geleneksel, göreneksel, dinsel doğmaların ardına sığınarak cezasız bırakmak değil, suçları önlemektir.

Devletin kurumlarını ve erişkin toplumunu, çocuk haklarını ve çocukların üstün yararlarını koruma konusunda duyarlı davranmaya ve çaba göstermeye; başta kız çocukları olmak üzere çocuklara karşı görev ve sorumluluklarını acilen yerine getirmeye; onların bedensel, ruhsal, cinsel ve sosyal açıdan korunmasız durumlarını istismar eden, hayatlarını karartan girişimlere son vermeye çağırıyoruz.”

TTB Merkez Konseyi ile Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu’nun yanı sıra açıklamayı imzalayan Tabip Odaları şu şekilde:

Adana Tabip Odası, Adıyaman Tabip Odası, Ağrı Tabip Odası, Amasya Tabip Odası, Ankara Tabip Odası, Antalya Tabip Odası, Aydın Tabip Odası, Balıkesir Tabip Odası, Bartın Tabip Odası, Batman Tabip Odası, Bitlis Tabip Odası, Bolu Tabip Odası, Bursa Tabip Odası, Çanakkale Tabip Odası, Denizli Tabip Odası, Diyarbakır Tabip Odası, Edirne Tabip Odası, Elazığ Tabip Odası, Eskişehir Tabip Odası, Gaziantep Tabip Odası, Giresun Tabip Odası, Hatay Tabip Odası, Isparta Tabip Odası, İstanbul Tabip Odası, İzmir Tabip Odası, Karabük Tabip Odası, Kastamonu Tabip Odası, Kırklareli Tabip Odası, Kocaeli Tabip Odası, Manisa Tabip Odası, Mardin Tabip Odası, Mersin Tabip Odası, Muğla Tabip Odası, Muş Tabip Odası, Ordu Tabip Odası, Osmaniye Tabip Odası, Rize Tabip Odası, Samsun Tabip Odası, Siirt Tabip Odası, Sinop Tabip Odası, Şanlıurfa Tabip Odası, Şırnak Tabip Odası, Tekirdağ Tabip Odası, Trabzon Tabip Odası, Uşak Tabip Odası, Van Tabip Odası, Yozgat Tabip Odası, Zonguldak Tabip Odası