19 Kasım 2009 tarihinde İstanbul Esenyurt'ta sermaye devletinin kolluk güçleri tarafından sokak ortasında infaz edilerek yaşamını yitiren TKİP militanı Alaattin Karadağ, katledilişinin 5. yılında Antakya’daki mezarı başında anıldı.
Büyükdalyan Beldesi Hasanlı Köyü’nde düzenlenen anmada Karadağ’ın katili sermaye devletinden hesap sorma kararlılığı bir kez daha dile getirildi.
Anma programı parti ve devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşundan sonra Alaattin Karadağ ile ilgi hazırlanmış bir metin okundu.
Alaattin Karadağ'ın yaşamı ve bıraktığı mücadele mirasına ilişkin konuşmada, Alaattin'in partili ve devrimci kimliğine değinilerek onun mücadele ile geçen yaşamından kesitler sunuldu. Karadağ'ın, henüz genç bir devrimci iken Antakya’dan ayrıldığı ve bundan sonraki yaşamını da da örnek bir komünist olarak sürdürdüğü dile getirildi.
Alaattin'in, İzmir’de yürüttüğü devrimci sınıf faaliyeti sırasında utsak düştüğü, bu süre içerisinde zindanlarda süren ölüm orucu direnişinin de gönüllü bir neferi olduğu anlatıldı.
Konuşmada ayrıca, Alaattin'in, ölüm orucu direnişinin kritik bir evresinde tahliye olmasının ise onun mücadeleye ara vermesi değil daha büyük bir coşkuyla mücadeleye devam etmesine vesile olduğu söylendi.
Konuşmada, TKİP militanı Alaattin Karadağ'ın İstanbul’da da aynı kararlılıkla devrim davasının örnek bir temsilcisi olduğu, çalışırken parmaklarını kaybetmesine rağmen mücadeleden bir an olsun geri adım atmadığı, 19 Kasım gecesi Esenyurt’ta polis tarafından katledilinceye kadar “düşündüğü gibi yaşayıp, yaşadığı gibi düşünen” örnek bir devrim savaşçısı olduğu dile getirildi. Şiir ve marşlarla devam eden anma programı sloganlarla sona erdi.
“Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm!”, “Alaattin-Habip-Ümit-Hatice yoldaş ölümsüzdür!” sloganlarının yanısıra parti sloganları da anma sırasında coşkuyla atıldı.
Kızıl Bayrak / Adana