Suruç Katliamı’nın önünü açan “güvenlik” güçleri

Suruç Katliamı’nın öncesinde canlı bomba saldırısı ihbarı olmasına rağmen devletin sözde “güvenlik” güçleri, gerekli tedbir almayarak katliamın önünü açmış.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 25 Mayıs 2016
  • 11:27

34 kişinin katledildiği Suruç Katliamı’nda devletin sorumluluğunu ortaya seren gelişme yaşandı. Suruç İçin Adalet Platformu, Suruç’ta katledilen Hatice Ezgi Saadet’in yakınları adına, katliamda sorumlulukları olduğunu gerekçe göstererek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve emniyet müdürlerinin arasında bulunduğu kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Bunun ardından, Suruç Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Temir, katliama ilişkin dönemin Suruç Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan dava açtı.

Dava için hazırlanan iddianamede ise Urfa Emniyet Müdürlüğü’nün canlı bomba saldırısı uyarısını Suruç Emniyet Müdürlüğü’ne ilettiği, bu yönde pek çok tedbirin alınması ve “önleme araması” yapılması talimatı verildiği yer aldı. Urfa polisinin uyarısı üzerine Suruç Sulh Ceza Hakimliği’nin 8 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında Onbirnisan Caddesi’nin arasında bulunduğu pek çok cadde ve sokakta önleme araması yapılması kararını 7 Temmuz’da aldığı ortaya çıktı. İddianamede, alınan bu kararları uygulamayan ve “güvenlik” boşluğunda sorumluluğu bulunan Suruç Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal hakkında “görevi kötüye kullanma” suçlamasında bulunuldu.

Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre, yapılan suç duyurusunun ardından Suruç Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Temir, ilk davayı tayini Muğla’nın Milas ilçesine çıkan dönemin Suruç Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal hakkında görevi kötüye kullanma suçundan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. 20 Temmuz 2015’te Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin, Kobanê’ye gitmek için geldikleri Suruç’taki Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması sırasında canlı bomba saldırısı olduğu belirtilen saldırı sonucunda 34 kişinin öldüğü, çok sayıda kişinin yaralandığı ifade edildi.

Arama kararı var, uygulama yok

Olay günü emniyetin ihmallerine yer verilen iddianamede, Suruç Sulh Ceza Hakimliği’nin emniyetin talebi üzerine 7 Temmuz 2015 tarihinde, 8 Temmuz-15 Ağustos 2015 arasında Onbirnisan Caddesi’nin arasında bulunduğu pek çok cadde ve sokakta önleme araması yapılması kararı verdiği belirtildi. Hakimliğin, “milli güvenlik ve kamu düzeninin, başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, taşınması veya bulundurulması yasak olan her türlü silah, patlayıcı madde veya eşyanın tespiti amacıyla” kişilerin üstlerinde önleme araması kararı verdiğinin altı çizilen iddianamede, buna karşılık şüpheli emniyet müdürünün kararın gereğini yapmadığı savunuldu. 

Emniyet canlı bombayı biliyormuş

Urfa Emniyet Müdürlüğü’nün, İl Valisi tarafından imzalanan 17 Temmuz 2015 tarihli “Takviye kuvvet” konulu yazısına da dikkat çekilen iddianamede, yazıda şunların kaydedildiği açıklandı:

“...Suruç ilçesinde yaşanması muhtemel olayların önlenmesi, müessif bir olayın yaşanmaması amacıyla 19 Temmuz 2015 tarihinden itibaren ikinci bir emre kadar aldırılan emniyet tedbirleri aşağıya çıkarılmıştır. Suruç İlçe Emniyet Müdürlüğü, ilçe emniyet müdürü Mehmet Yapalıal aldırılan emniyet tedbirlerinden sorumlu olup, il merkezinden görevlendirilen takviye kuvvet personeli ve ilçesince yapacağı planlama dahilinde amirleri nezaretinde görevlendireceği 40 çevik kuvvet personeli ile kuvvetinde bulunan 2 TOMA ve Shortland araçları ile gerekli emniyet tedbirlerini alacaktır. Görev alan tüm personel meydana gelebilecek canlı bomba saldırıları vb. konulara karşı görev yerlerinde dikkatli, duyarlı ve müteyakkız bulunacaktır.”

Emniyet müdürü önlem almadı

İddianamede, bu şekilde talimat olduğu halde, şüpheli Mehmet Yapalıal’ın Amara Kültür Merkezi önünde ve çevresinde 20 Temmuz pazartesi günü söz konusu gruba yönelik dışarıdan gelmesi muhtemel saldırılara karşı, her türlü patlayıcı madde veya eşyanın tespiti amacıyla kişilerin üstlerinde ve eşyalarında önleme araması yaptırmadığı ve böylece yeterli güvenlik tedbirlerini almadığı ifade edildi.