Suruç Katliamı davasında 6. celse: Gerçek adalet istiyoruz!

Suruç Katliamı davasının 6. celsesinde polisin serbest bıraktığı Abdullah Ömer Arslan’ın dinlenmesi ve görüntü kayıtlarının getirilmesi taleplerini kabul eden mahkeme heyeti, polislere açılan davanın birleştirilmesi talebini reddederek duruşmayı 22 Kasım’a erteledi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 28 Ağustos 2018
  • 12:45

Suruç Katliamı ile ilgili davanın 6. celsesi Hilvan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.

Dosya kapsamında tek tutuklu sanık olan Yakup Şahin’in SEGBİS ile katıldığı duruşma katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları ve avukatlarının beyanlarıyla devam etti.

Suruç’ta katledilen Uğur Özkan’ın babası Mehmet Özkan: “Devlet bize bu acıları yaşatanlardan hesap sormazken, bizim üç avukatımız haksız yere tutuklandı. Ama biz bu davanın peşini bırakmayacağız” dedi.

Katliamda yaralanan Erkan Keskin ise; “Ankara Katliamı davası bitti fakat verilen karar adalet talebini karşılamadı. Biz mahkemenizden adalet talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Çağdaş Aydın’ın babası Fethi Aydın da şöyle konuştu: “Adalet mülkün temeli diyorsunuz, peki bu adalet bizim için değil sadece küçük bir zümre için mi? Biz kararlıyız ölene kadar bu davanın takipçisiyiz.”

Cemil Yıldız’ın eşi Sultan Yıldız: “Bugüne kadar dosyada tek bir gelişme olmadı. Çocuklarımıza biber gazı atanları dahi buraya getirmediniz. Ama bizim avukatlarımız davayı takip etmesinler diye tutuklandı. Ne yaparsanız yapın sonuna kadar bu davanın takipçisiyim” dedi.

Murat Yurtgül’ün annesi Şemsi Yurtgül de şunları söyledi: “Çocuklarımızı katlettiler ama Yakup Şahin’i bizim karşımıza bile getirmiyorsunuz. Ne olursa olsun sonuna kadar davanın takipçisiyim.”

Hatice Ezgi Sadet’in annesi Sunay Sadet; “Çocuklarımız kötü bir şey yapmadı. Biz adalet istiyoruz, ama gerçek adalet istiyoruz” diye konuştu.

İsmet Şeker’in kızı Yağmur Şeker; “Babamın mezarına gittiğimizde bile polislerle karşılaşıyoruz, bizi korumak için orda olduklarını söylüyorlar. Madem amaçları korumaksa, babamı niye Suruç’ta korumadılar?” diye sordu.

Hatice Ezgi Sadet’in babası Ali Sadet; “Kızım Hatice için, Polen için, Büşra için 33’ler için adalet istiyorum” dedi.

“Görüntüler neden ısrarla dosyaya getirilmiyor?”

Suruç’ta katledilenlerin yakınlarının ardından avukatların beyanlarına geçildi.

Av. Ruken Gülağacı: “Tam 6 duruşmadır olay gününe ilişkin ve zaten polis tarafından toplanmış bulunan görüntüler dosyaya getirilmiyor. En basit bir olayda dahi ilk toplanılan delil olan görüntüler neden ısrarla dosyaya getirilmiyor?” diyerek gerçeklerin gizlenmeye çalışılmasını teşhir etti.

Av. Serdil İzol ise; “Dosyamız sanığı İlhami Bali’nin eşi Türkiye’ye getirilmiş ve IŞİD bağlantısı nedeniyle hakkında soruşturma başlatılmıştır. Fakat ülkemizde gerçekleştirilen katliamlarla ilgili tek bir soru sorulmamıştır. Hülya Bali’nin bu dosyada dinlenmesini talep ediyoruz” beyanında bulundu.

Av. Sevda Çelik Özbingöl: “Adaletin sağlanması konusunda öncelikli görev mahkemenindir. Dosyaya kamera kayıtlarını dahi getirmeyen bir mahkemeyle karşı karşıyayız. Böylelikle birilerinin korunduğunu mu düşünelim?” sorusunu sordu.

Av. Tuğçe Güllüdağ ise “Polis memurları hakkında açılan dava ile bu dava birleştirilmelidir. Gerçek bir adalet için katliamın tüm bağlantıları araştırılmalıdır” dedi.

Avukat beyanlarının ardından duruşmaya ara verildi.

Duruşma 22 Kasım’a ertelendi

Aranın ardından kararlarını açıklayan mahkeme heyeti; katliam günü halk tarafından yakalanıp polis tarafından serbest bırakılan Abdullah Ömer Arslan’ın dinlenmesi ve 6 celsedir getirilmeyen görüntü kayıtlarının istenilmesi taleplerini kabul etti.

Polislere açılan davanın birleştirilmesi talebi ise reddedildi.

Duruşma 22 Kasım’a ertelendi.

Sadece 3 sanık yargılanıyor

Yakup Şahin’in dışındaki sanıklar İlham Balı ve Yakup Büyükçelebi’nin Suriye’ye geçerek IŞİD’e katıldığı belirtilmişti. 20 Temmuz 2015’te gerçekleştirilen katliamdan 18 ay sonra hazırlanan savcılık iddianamesinde sadece üç sanık hakkında 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

İddianamede, katliamın sorumluları olarak ismi geçen Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz’ın Antep’te polisin düzenlediği operasyonda öldükleri açıklanmıştı. İddianameye göre, bombalı saldırıyı gerçekleştiren kişi ise Abdurrahman Alagöz.