New York Times gazetesi önceki gün yayınlanan baş yazısında “Darbe girişimi her türlü muhalifi bastırmak için kullanılıyor” dedi. Bu doğru. Darbeyi püskürttüğü iddia edilen “demokratik millet” Alevilerin yaşadığı ve ilerici sol kimliği ile bilinen mahallelere yönelik saldırıya geçti.
Sermaye medyası ise topyekûn olarak ya bu saldırıları alkışladı, ya da hiç görmedi. Velhasılı, şu an yandaş olmayan medya kalmadı gibi. Düzen partileri de şu an AKP’nin yedeğinde. Darbeye karşı hep birlikte, muhtemelen AKP'nin kaleminden çıkan bildiriye imza attılar.
AKP bugün sermayenin tek partisi durumunda
Sermaye açısından bugün AKP’ye alternatif bir düzen partisi olmadığını herkes görüyor ve biliyor. Sermaye çevreleri özellikle 7 Haziran seçimleri sonrası bunu daha net gördü. AKP hükümetinin kimi ölçüsüz pratikleri emperyalist güçleri ve sermaye çevrelerini belli oranda rahatsız etse bile, çok yönlü kriz koşullarında henüz bir alternatif oluşturamadıkları için desteklerini geri çekmiyorlar. Küresel kriz Fransa ve Belçika başta olmak üzere AB’nin metropol ülkelerinde bile sınıf ve kitle eylemlerine neden oldu, oluyor. Türkiye’de de gelişebilecek bir kitle hareketi krizlerle boğuşan sermaye düzenini ve emperyalist çevreleri fazlasıyla tedirgin etmektedir. Bu nedenle “siyasal istikrar” adına faşist devlet terörünü tırmandırıyorlar.
Bunun için, başarılı bir darbe ya da güçlendirilmiş bir AKP sermayenin kesinlikle çıkarına bir durum yaratmaktadır. Darbe girişiminin ardından oluşan siyasal ve toplumsal atmosferi de bu aynı amaçla kullanmaya çalışıyorlar. AKP kendi konumunu daha da güçlendirmeye çalışıyor.
Görünen o ki, söz konusu olan darbe girişimini kendileri tezgahlamadılarsa bile, nasıl olsa bastırabileceklerini düşünerek böyle bir girişime önden engel olmadılar. “MİT darbeyi biliyordu” ya da “Hulusi Akar darbeden saat 17.00’de haberdardı” türünden haberler manipülasyon değilse eğer, darbe girişiminin önden bilindiğini ortaya koyuyor. Sonuç olarak darbeciler ya çok acemice davrandılar, ya da güvendikleri ABD veya TSK’nın daha geniş yönetim kadrosu tarafından yalnız bırakıldılar. Sonuç olarak AKP’nin darbe girişimini kolayca püskürtebileceği bir durum ortaya çıktı. Nihayetinde AKP'nin güçlenmesine uygun bir zemin yaratıldı. Yani, “siyasal istikrar” bağlamında sermayenin ekonomik krizini sınıfa ve emekçilere daha kolay fatura edebilceği koşullar oluştu.
İşçi sınıfı ve emekçiler krizin faturasını ödememek için ayağa kalkmalı
Darbe girişimi başarılı olsaydı da sermaye sınıfı kazanmış olacaktı, zira aynı amaçlara hizmet eden bir cunta rejimi kurulacaktı: Sermaye adına istikrar ortamı yaratmak, gelişebilecek sınıf-kitle hareketini bastırmak ve krizi emekçilere fatura etmek.
Bu nedenle işçi ve emekçiler darbeci veya AKP arasında tercih yapmak yerine, bir bütün olarak sermaye düzenine karşı karşı ayağa kalkmalıdırlar.
M. Kurşun