Sınıf devrimcilerinden İbrahim Kaypakkaya anmaları

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu İbrahim Kaypakkaya'nın ölüm yıldönümü nedeniyle eylem ve paneller gerçekleştirerek yiğit devrimciyi andı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 18 Mayıs 2014
  • 18:50

İzmir

İzmir BDSP, ölümünün 41. yılında İbrahim Kaypakkaya’yı andı.

“Kapitalizm öldürür!” üst başlığı ile örgütlenen anma yürüyüşünde devrimci önderler anılırken Soma katliamına dikkat çekilerek hesabını sorma çağrısı yükseltildi.

Sınıf devrimcileri yürüyüşten önce Karşıyaka İzban önünde çağrı bildirilerini dağıttı. Saat 15.30’da İzmir Ekim Gençliği Sanat Atölyesi, Soma’daki katliama dikkat çekmek için Karşıyaka İzban önünde kısa bir sessiz tiyatro gösterisi sergiledi. Siren sesleri ile katliama vurgu yapan genç komünistlere Karşıyakalı işçi ve emekçilerin büyük desteği oldu. Etrafa toplanan Karşıyakalılar Soma katliamın katili olarak devleti suçladılar. Tiyatro gösteriminden sonra konuşmalarla işçi ve emekçiler yürüyüşe katılmaya çağrıldı.

Tiyatro gösteriminden sonra “Kapitalizm öldürür, Soma!” şiarlı ozalit ve “Çelik aldığı suyu unutmadı!” pankartı açılarak yürüyüşe başlanıldı.

Soma Katliamı’nı anlatan dövizlerle yüründü. Yürüyüş boyunca Grup Yorum’un Madenciye Ağıt parçası dinlendi.

Konuşmalarla 41 yıl önce devrimcileri katleden zihniyetin bugün Soma’da 400’den fazla madenciyi katlettiği, hesabının sorulması için mücadele etmek gerektiği vurgulandı. Yürüyüş boyunca Karşıyakalı işçi ve emekçiler alkışlarıyla destek oldular.

Karşıyaka İş Bankası önüne gelindiğinde program, 41 yıl önce katledilen İbrahim Kaypakkaya şahsında devrim ve sosyalizm davasında yitirilenler ve Soma’da katledilen maden işçileri için saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşundan sonra basın metni okundu.

Basın metninde şunlar ifade edildi:

Bugün İbrahim Kaypakkaya'nın sermaye düzeninin işkenceci cellatlarına karşı sergilediği ölümüne direnişin 41. yıldönümü. Bu direniş; insanlığa sömürü, savaş, yoksulluk, açlık, katliamdan başka bir şey vermeyen emperyalist-kapitalist dünya ile sosyalist dünyanın kıyasıya mücadelelisinin cisimleşmiş halidir. Devrim yürüyüşümüz bugün bu iki dünyanın temsilcileri olan işçi sınıfı ile burjuvazinin amansız kavgasının tam ortasında tüm kararlılığıyla devam ediyor.  Sınıfın karşı karşıya kaldığı şiddetli saldırıların dizginlerinden boşaltıldığı bir süreçte Soma'da 13 Mayıs'ta gerçekleşen madenci cinayeti bu topraklarda hüküm süren kapitalist sömürünün boyutlarını tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermiş oldu.  Sömürü çarkları daha çok kar için yerin kilometrelerce altında 400'ü aşkın maden işçisini katletti, kölelik düzeninin uyguladığı kuralsız, esnek, kölece çalışma koşullarına karşı biriken öfke sel olup taştı. İşçilerin yaşamını daha çok kar hırsı için kurban eden, Türkiye işçi sınıfı tarihinin en büyük iş cinayetinin faili olan sermaye diktatörlüğüne karşı zaman, direnişin zamanıdır.” 

“İbrahim Kaypakkaya'nın 'ser verip sır vermeyen' direnişçi tutumu Türkiye'de devrimci iktidar mücadelesine bıraktığı büyük bir devrimci mirası gözaltında, işkencede ve zindanlarda sergilenen büyük direnişlerle boy verdi” denilen açıklamada devrimci mirası ve geleneği geleceğe taşımak, küçük burjuva sosyalizmi aşmaktan proletarya devrimciliğini ete kemiğe büründürmekten geçtiği vurgulandı. 

Açıklama şu sözlerle bitirildi:

Bu çizginin yegâne temsilci olan işçi sınıfı devrimcileri olarak buradan bir kez daha haykırıyoruz; fabrikalarda, madenlerde işçilerin al kanını içen, komünistleri, ilericileri sokaklara dökülen kitleleri katleden, sömürücü zorbalardan hesap soracağız. 71 devrimcilerinden, Habiplere, Ümitlere, Haticelere, Alaattinlere ulaşan devrim davası uğruna tereddütsüzce ölümü göğüsleyen iradeyi sosyalizmin kızıl bayrağını dalgalandırarak taçlandıracağız.”

Basın açıklamasının ardından Ekim Gençliği Şiir Topluluğu ve sınıf devrimcilerin hazırladığı şiir dinletisi gerçekleştirildi.

Anma programı yarın Aliağa’da direnişte olan belediye işçilerine yapılacak ziyaretin çağrısıyla sonlandırıldı.

Eylem boyunca “Katil devlet hesap verecek!”, “Soma’nın hesabı sorulacak!”, “Soma’nın katili taşeron sistemi!”, “Mahir, İbo, Deniz sürüyor sürecek mücadelemiz!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları atıldı.

 

Avcılar

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), Avcılar'da gerçekleştirdiği yürüyüş ve anma etkinliğiyle Mayıs ayında şehit düşen devrimci gençlik önderlerini andı. Soma'daki madenci katliamının da lanetlendiği yürüyüş ve etkinlikte katillerden hesap sorma çağrısı yapıldı.

Saat 17.00'den itibaren kitle, Avcılar Belediye Başkanlığı önündeki forum alanında toplandı. Anma etkinliğinden önce forum alanı “Bitmedi sürüyor o kavga ve sürecek... / Üç Fidan Gençlik Kültür Evi”, “Soma'daki madenci ölümleri kader değil katliamdır! Katillerden hesabı emekçiler soracak! / BDSP” pankartlarıyla donatıldı.

“Haziran'dan Greif'e kavga sürüyor! Çelik aldığı suyu unutmuyor! / BDSP” pankartı arkasında gerçekleştirilen yürüyüş boyunca “Madencinin öfkesi katilleri boğacak!”, “Katillerden hesabı emekçiler soracak!”, “İbrahim yoldaş kavgamızda yaşıyor!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Soma'nın ateşi katilleri boğacak!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Madenler cehennem işçiler köle kalmayacak!” sloganları atıldı.

Forum alanına gelindiğinde devrim şehitleri anısına saygı duruşuyla başlayan etkinlik, BDSP adına okunan basın açıklamasıyla devam etti. Soma'daki madenci katliamına da değinilen açıklamada, Mayıs şehitlerinin bıraktığı devrimci mirası fabrikalarda, sanayi havzalarında büyütme çağrısı yapıldı.

DLB'lilerin oluşturduğu şiir topluluğunun sunduğu şiir dinletisiyle süren etkinlik programını, Üç Fidan Gençlik Kültür Evi temsilcisinin konuşması izledi. Konuşmada, gençliği devrim ve sosyalizm mücadelesine kazanma mücadelesinde Gençlik Kültür Evi'nin önemli bir mevzi olduğu belirtilerek gençliğe, işçi ve emekçilere Gençlik Kültür Evi'ne sahip çıkma çağrısı yapıldı.

 

“Devrimci sınıf çizgisinde mücadele!”

Esenyurt İşçi Kültür Evi Tanyeri Şiir Topluluğu'ndan bir emekçinin okuduğu şiirin ardından BDSP adına bir konuşma yapıldı. “Geçmişi olmayanın geleceği de olamaz!” sözünün hatırlatılmasıyla başlayan konuşmada geçmişi aşarak geleceği kazanma sorumluluğuna vurgu yapıldı. Denizleri, Mahirleri, İboları, Nurhak şehitlerini anmanın sadece geçmişi yad etmek olmadığının vurgulandığı konuşmada asıl olanın devrimci mirası devrimci sınıf çizgisinde ileriye taşımak olduğu ifade edildi. '71 devrimci hareketinin Türkiye'nin reformist geleneğinden kopuş anlamına geldiğinin belirtildiği konuşmada, sınıf devrimcilerinin Mayıs şehitlerini öne çıkarmasının ve sahiplenmesinin asıl nedeninin de bu çıkışın anlamından kaynaklandığı belirtildi. Soma'daki madenci katliamına da değinilen konuşmada, gerici-faşist rejimin işçi düşmanı ve katliamcı politikalarına karşı düzen karşıtı mücadeleyi yükseltme çağrısında bulunuldu.

Haziran Direnişi ruhuyla mücadeleyi yükseltme çağrısının yapıldığı konuşma, Ümitler'in, Habipler'in, Haticeler'in, Alaattinler'in yolunda mücadeleyi yükseltme çağrısıyla sona erdi.

Anma etkinliği, Sefaköy İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu'nun söylediği türkü ve marşlarla devam ederken son olarak Emekçi Kadın Komisyonları adına konuşma yapıldı.

 

Kartal

Kartal Üç Fidan Gençlik Kültür Evi’nde İbrahim Kaypakkaya anıldı.

Gerçekleşen anmada İbrahim Kaypakkaya ve devrimci miras üzerine konuşmayla anma başladı. İlk olarak Soma’da işçi katliamı gerçekleştiren devletin 41 yıl önce de devrimcileri katlettiği söylendi.

Dönemin devrimci mirası üzerinde şekillenen devrimci önderlerini anlamanın o dönemin koşullarını anlamaktan geçtiği vurgulandı. İbrahim Kaypakkaya’nın hayatının anlatıldığı anmada devrimci kimlik ve örgütlü mücadele vurguları yapıldı. İbrahim Kaypakkaya’nın diğer devrimci önderlerden ayrılan yanları ile birlikte devrimci mirası ve devrimci değerleri yaşatmanın yolu günün koşullarına göre yeniden üretmekten geçtiği ve bunun temsilcisinin 27 yıldır bu topraklarda mücadele yürüten işçi sınıfının hareketi olduğu vurgulandı.

İbrahim Kaypakkaya şahsında devrimci irade ve bağlılık ayrı bir vurgu noktasıydı. Devrimci kimliğe ve ideolojik eğitime vurgu yapılarak iradenin temel nedeni olduğu söylendi. Bugün onları temsil ettiğini söyleyen devrimci yapıların onların arkasında kaldığı söylenerek devrimci hareketteki erozyona çubuk büküldü. Devrimci örgütün yaşamsal olduğu ortaya koyuldu.

Ardından sohbet kısmında anmaya katılan emekçiler ve gençler söz aldı. İbrahim Kaypakkaya’nın hayatına ve ideolojik söylemlerine ilişkin aktarımlarda bulunuldu.  Somada yaşanan katliam ve son güncel gelişmeler, Greif işçilerinin aktarımı, sendikal bürokrasi gibi birçok başlığa ilişkin sohbet edildi.

 

Sarıgazi

Bugün sınıf devrimcileri devrimci önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin 41. yılında Sarıgazi’de dernekte seminer gerçekleştirdi.

Seminerde ilk olarak Diyarbakır zindanlarında ser verip sır vermeyen İbrahim Kaypakkaya’da cisimleşen devrimci kişilik söylendikten sonra, ‘71 devrimci hareketinin yarattığı miras anlatıldı.

Komünistlerin ‘71 devrimci hareketini Türkiye’nin reformist geleneğinden devrimci bir kopuş olduğu hatırlatılarak. 60’lar ve 70’lerdeki Türkiye’nin toplumsal koşulları ve kitle hareketleri anlatıldı.

Ardından Deniz Gezmişler, Mahir Çayanlar ve İbrahim Kaypakkayalar şahsında bırakılan devrimci miras anlatılarak, bugün bir şekilde mirasçısı olduklarını iddia eden geleneksel halkçı akımlar ve reformistlerin bugünkü tabloları üzerinden örneklerle anlatılarak, o dönemin devrimci mirasını sahiplenen ve yaşatanların proleterya sosyalizmini savunan komünistler olduğu vurgulandı. Sunumda son olarak “’71 Devrimci Hareketi’nin mirasını yaşatmak daha ileriye taşımakla mümkündür!” denerek bitirildi.

Soru cevap bölümüne geçilen seminerde canlı tartışmalar yürütüldükten sonra seminer bitirildi.

 

Adana

Adana’da sınıf devrimcileri bugün ‘71 devrimci hareketinin simge isimleri Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ve İbrahim Kaypakkaya’yı konu alan bir söyleşi gerçekleştirdiler. Söyleşiden önce devrim şehitleri ve Soma’da yaşamını yitirenler şahsında iş cinayetlerinde ölenler anısına saygı duruşu yapıldı.

Sonrasında devrimci gençlik hareketini ve devrimci önderleri ele alan bir sinevizyon gösterildi. Sinevizyonun izlenmesinin ardından ise söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide ‘71 devrimci hareketinin Türkiye’nin reformist geleneğinden devrimci bir kopuş olduğuna; bu kopuşun sağlanmasına önderlik eden kadroların, Mahirler, Denizler, Kaypakkayalar ve onların yoldaşlarının devrimci kimliklerine vurgu yapıldı. Devrimci mirası ve değerleri yaşatmanın yolunun, “geçmişi devrimci tarzda aşarak” yeniden üretmekten geçtiği vurgulandı. Ülkede son yaşanan gelişmelerle birlikte örgütlenmenin ve mücadelenin önemi vurgulandı.

Bu söyleşide sonra Sanayi İşçileri Derneği’nde Soma’da katledilen maden işçilerini gündeme alan bir başka etkinlik yapıldı. Dünyada ve Türkiye’de maden işçilerinin ve kapitalizmi teşhir eden “ 16 Ton” adlı belgesel gösterildi. Belgeselin izlenmesinden sonra da söyleşi gerçekleştirilerek kapitalizme karşı sosyalizm mücadelesinin önemi üzerine konuşuldu. 

 

Gebze

Devrimci önder İbrahim Kaypakkaya “’71 devrimci kopuşu” başlıklı seminerle anıldı.

İşçilerin, emekçilerin ve gençlerin katıldığı, BDSP temsilcisinin anlatımıyla gerçekleşen seminer “’71 devrimci kopuşu ve komünist hareket” ve “Devrimci kimlik” alt başlıklarıyla gerçekleşti.

Seminere İbrahim Kaypakkaya hakkında kısa bir konuşmayla başlandı. Daha sonra ise “’71 Devrimci Kopuşu ve Komünist Hareket”  başlığı ile sunum devam eti. Türkiye sol hareketi tarihinde ’71 devrimci kopuşunun anlamının anlatılmasının ardından komünist hareket hakkında konuşuldu.

Komünist hareketin dünyada ve Türkiye’de sol hareketin elde ettiği birikimler üzerinden güçlendiği ve onun niteliğinin geçmişiyle yüzleşip gelişmesiyle mümkün olduğu bir kez daha vurgulandı.

Türkiye’de önemli devrimci önderlerinden olan Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya’yı temsil eden tek hareketin komünist hareket olduğu ifade edildi. Ardından BDSP temsilcisi, bunun sebebinin devrimci önderlerin dönemlerinde ortaya koydukları ideolojik birikimleri geliştirerek ve onlarda var olan özelliklere işaret etti.  Ser verip sır vermeyen, düşünen ve savaşan nefer/önder yapısının hareketin kadrolarında var olduğu bunun için parti şehitleri Habip Gül, Ümit Altıntaş, Hatice Yürekli ve Alaattin Karadağ yoldaşların anlamlı örnekler olduğunun altı çizildi.

Seminerin “Devrimci kimlik” bölümünde ise reformist solun devrimci önderleri düzen içi, uzlaşmacı, parlamentarist politikalarıyla istismar ettiği, küçük-burjuva halkçı akımların ise bu devrimci önderlerin gerisinde kaldıkları ve geçmişin mirasına sahip çıkamadıkları ifade edildi.

Haziran Direnişi ile emekçilerin sokağı terk etmediği bir yılın geride bırakılmak üzere olduğu hatırlatıldıktan sonra işçilerin, emekçilerin ve gençliğin politizasyon sürecine girdiği ve gençliğin ezilenlere yönelik burjuva politikalara ve saldırılara karşı hızlı tepki verdiğine işaret edildi. Denizler’i, Mahirler’i, İbolar’ı yaşatmanın ise fabrikalarda, okullarda, meydanlarda girişilecek mücadelelere ideolojik ve örgütsel hazırlık yapılarak, bu düzeni alt ederek mümkün olduğunun altı çizildi.

Ardından karşılıklı sohbete geçilerek katılımcılarla tartışmalar yapıldı.

Kızıl Bayrak/ İzmir-Avcılar-Kartal-Ümraniye-Adana-Gebze