SGDF İzmir'de üyelerine dönük polis tacizi ve ajanlaştırma çabalarına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi.

Basın açıklamasını okuyan Burak Keleş, federasyonlarına yönelik 12 Mart'ta başlayan operasyon saldırılarında çok sayıda yoldaşları gözaltına alınıp tutuklanırken süreç içerisinde başkaca yoldaşları ve ailelerine dönük siyasi polisin tehditlerinin, tacizlerinin ve ajanlaştırma dayatmalarının da devam ettiğini söyledi.

SGDF üyesi Furkan Bengül'ün uzun süredir siyasi polisin ısrarlı takip ve tacizine maruz kaldığını ifade eden Keleş şunları ifade etti:

“Yol güzergahında önü kesilerek konuşmaya zorlanan yoldaşımız konuşmak istemediğini söylediğinde üzerine yürüyen siyasi polis, ailesinin ve kendisinin hiçbir yerde iş bulamayacağı, barındırılmayacağı, eğer istediklerini kabul etmezse hayatının tehlikede olacağına dair tehdit etmiştir. Çalıştığı iş yerine giden polisler yoldaşımızın işten çıkarılması için baskı ve tehditlerde bulunurken ısrarla görüşmeye zorlanarak ajanlık dayatılıyor ve kaçırma girişimleri ile teslim alınmak isteniyor.”

Gençliğe dönük sistematik olarak gerçekleştirilen bu saldırıların temel sebebinin faşizmin gençliğin örgütlü mücadelesinden korkması ve ezilenleri örgütlü güçlerden yoksun bırakma çabası olduğunu kaydeden Keleş şöyle devam etti:

“Faşist baskı ve zorun karşısında gençliğin, kadınların, işçi sınıfı ve emekçilerin özgürlüğü için mücadele etmekten vazgeçmeyen, boyun eğmeyen ve direnen devrimci sosyalist gençler var. Örgütlü mücadelemizi itibarsızlaştırmaya çalışarak örgütlü güçleri tasfiye etmeye, gençliği umutsuzluk içinde kendilerine itaat eden biat eden hale getirmeye çalışıyorlar.”

Keleş, son olarak şunları ifade etti:

“Federasyonumuza yönelik her dönem siyasi polis tarafından başvurulan bu saldırı dün olduğu gibi bugün de sonuç alamayacaktır. Devrimcilik yapmaktan, değerlerimizi savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Devrim ve sosyalizm mücadelesini savunmak, örgütlü mücadelenin bir parçası olmak bizler için onurdur. Hiçbir saldırı bizi ve yürüyüşümüzü engelleyemez. Haklı ve meşru olan biziz ve mücadelemizdir. Bunu savunmaktan bir an bile vazgeçmeyeceğiz."