Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) bugün düzenledikleri basın toplantısıyla, açlık grevi ve ölüm orucu eylemcilerine tıbbi müdahalenin özenle yapılması gerektiğine dikkat çekti.
TTB Merkez Konseyi binasında yapılan basın toplantısına, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in yanı sıra TTB ve SES yöneticileri katıldı. Toplantıda ortak açıklamayı TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman okudu.
“Mahpuslarda hasar oluşmaması özenli bir yaklaşımla mümkün”
Açlık grevinin sonlandırılma sürecinin sağlık açısından ciddi riskler taşıdığına değinerek kayıpların yerine konması ve normal beslenmeye geçişin de belli kuralları olduğuna işaret eden Adıyaman “Ayrıntılı muayene, tetkik, tedavi ve özel bir beslenme programı gerektiren açlık grevleri öncelikle kişilerin hastanelere götürülmesini ve tedavilerinin hastane koşullarında yatırılarak yapılmasını zorunlu kılar. Bu süreçte kalıcı bedensel-zihinsel hasar gelişmesine neden olabilecek uygulamalardan kaçınılması, bilimsel bilgiler ışığında özenli bir yaklaşımın gösterilmesi ile mümkündür” dedi. Adıyaman, geçmiş açlık grevi süreçlerinde bunlara dikkat edilmediğinde birçok olumsuzluk yaşandığını sözlerine ekledi.
Tedavi ve beslenme yöntemleri gereğince uygulanmıyor
Bu doğrultuda tedavi kılavuzları hazırlayarak ilgili devlet kurumlarına gönderdiklerini söyleyen Adıyaman, bunlara karşın açlık grevi eylemlecilerinin henüz yeterli tedaviye ulaşamadığına dikkat çekti. Mahpusların ya hastaneye hiç götürülmedikleri, ya götürülmelerinde zorluk çıkarıldığı ya da hastane yatışlarının hiç yapılmadığı, kısa süre içerisinde cezaevlerine geri götürüldükleri, hastanelerde kelepçeli muayenenin dayatıldığı bilgilerini hatırlatan Adıyaman, açlık grevleri sonrası tedavi ve beslenme yöntemlerinin ya kısmen ya da hiç uygulanmadığının altını çizidi. Sağlık ve Adalet bakanlıklarının mahpusları cezaevlerinde tutmaya yönelik yaklaşım içerisinde olduğuna da işaret eden Adıyaman “‘Hastaların’ en kısa zamanda ve en uygun koşullarda hastanelere ulaştırılması yasal ve etik bir zorunluluktur. Açlık grevi yapmış tüm kişiler; uzun süreli açlığa maruz kalmış “hastalar” olarak değerlendirilmeli ve mutlaka tıbbi kontrolden geçirilmeleri, ilgili uzman hekimler tarafından ayrıntılı muayene ve tetkik edilmeleri gerekmektedir” dedi.
Açıklamada, açlık grevi eylemcilerinin sağlık durumlarıyla ilgili şu noktaya özellikle dikkat çekildi: “Vücut ağırlıklarının %10’unundan fazla kilo kaybı olanlar; kanama, denge sorunu, görme bozukluğu vb. ek şikâyeti olanlar; açlık grevi sürecinde yeterli B-1 vitamini almamış olanlar yatarak tedavi edilmelidir.”
“‘Tedavi süreçlerini cezaevleriyle sınırlandırma’ yaklaşımına son verilmeli”
Açıklamanın son bölümünde, yanlış tedavi yöntemlerinin yol açabileceği sorunlar üzerinde durularak, bu uygulamaların insan sağlığı açısından kabul edilemez olduğu belirtildi. İnsan hakları ve hekimliğin temel değerlerinden “hastalar arasında ayrım yapmama” ilkesine uyulması gerektiği vurgulanan açıklamada, sağlık emekçilerine evrensel etik ilkelere uygun davranma çağrısı yapıldı. Açıklama, bakanlıklara seslenilerek şu ifadelerle sonlandı:
“Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkililerini tedavi kılavuzlarına uymaya, tedavi süreçlerini cezaevlerinin olanakları ile sınırlandıran yaklaşımlarından vazgeçmeye ve hukuka uygun davranmaya çağırıyoruz.”
Ortak açıklamanın ardından SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, Cezaevi Tevkif Genel Müdürlüğü ile görüştüklerini ve bahsedilen sorunların çözüleceği üzerine yanıt aldıklarını ifade etti. İnsan hayatının korunması ve kalıcı hasarın önüne geçilmesi için doğru ve etkili müdahalenin önemine işaret eden Erden,, tutsakların ring aracıyla hastane sevkleri yapıldığı, kelepçeli muayene edildikleri, sağlıklarını tehlikeye atacak yemekler çıktığı bilgilerini paylaştı.