Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve SGK, sermayenin çıkarları doğrultusunda sorumluluğunu yerine getirmeye devam ediyor. Enflasyon ve TL’deki değer kayıplarıyla ücretleri eriyen işçi sınıfının ‘derhal zam’ talebini görmezden gelen devlet kurumları emekçilerin sefalete mahkum edilmesine hizmet ediyor. Hükümet diğer yandan sermayenin kârları ve ihtiyaçları için seferber oluyor.
Son olarak da SGK’nın “uyumlu işveren” adı altındaki düzenlemesi hayata geçirilerek sigorta primi borcunu ödemeyen sermayeye kolaylık sağlandı.
Borç yapılandırmada sermayeye bir dizi imkan
Düzenlemeyle ilgili açıklama yapan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Uyumlu işverenlerimiz aylık taksitler halinde prim borçlarını ödeyebilecek, 60 aya kadar taksitlendirme yapılabilecek. 500 bin liraya kadar olan borçlarda teminat aranmayacak” diyerek sermayeye sağladıkları kolaylığı şöyle açıkladı: “Prim borçlarına uygulanmış olan gecikme cezası ve gecikme zammı yerine Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) oranları basit usulde uygulanacak. Prim borçlarının taksitler halinde ödenmesinde yıllık yüzde 22 olan tecil faizi çok zor durum derecesine bağlı olarak yüzde 1,1 ila yüzde 16,5 arasında değişen oranlarda uygulanabilecek. 500 bin TL’ye kadar olan borçlarda teminat aranmayacak. 500 bin TL’yi aşan kısım için ise yüzde 25’i oranında teminat alınarak 60 aya kadar tecil ve taksitlendirme yapılabilecek. Hacizli malın, kanuna göre belirlenen değerinin yarısından az olmamak üzere satış bedelinin yarısının kuruma ödenmesi kaydıyla bu malın borçlu tarafından satışına kurumca izin verilebilecek. Borç miktarı 2 milyon TL ve altında ise satışına izin verilecek malın değeri konusunda kanunda sınır konulmamıştır. Borç miktarı 2 milyon TL’nin üzerinde ise satışına izin verilecek malın kanuna göre belirlenen değeri 2 milyon TL’yi aşmamalıdır.”
Yine “istihdam” demagojisi
Sermayeye sundukları kıyağı yine “istihdam” yalanıyla süslemeyi eksik etmeyen Bakan Selçuk “İşverenlerimiz ne kadar güçlü olursa istihdamımız da aynı oranda güçlenecektir” diye yalan söyledi. Ekonominin son üç yılda “büyüme rekorları” kırmasına ve sermayenin kârlarının katlanmasına karşın “istihdam için” atıldığı iddia edilen adımlar işsizliğe çözüm olmadı. AKP iktidarı “istihdam” adı altında da sermayeyi ihya etmiş oldu. İşsizlik fonu sermaye peşkeş çekildi, sermayenin işgücü maliyetleri üstlenildi. Sonuçta bakanın iddia ettiği gibi istihdam “aynı oranda” güçlenmedi. Kısmen artan istihdam krizle birlikte tekrar düşüşe geçti.