Salgın sürecinde fabrikalarda alınacak önlemler, AKP-MHP iktidarının ihya ettiği kapitalistlerin insafına bırakıldı. Her yerde “evde kal” çağrıları yapılırken çarkların sınırsızca dönebilmesi için işçilerin canı hiçe sayıldı. Kapitalistlerin kâr hırsı nedeniyle işçiler ya ücretsiz izne çıkarıldı ya da yıllık izinlerini kullanmak zorunda bırakıldılar.
Normalleşme başladığından bu yana vaka sayıları her geçen gün artıyor. Sanayi bölgelerinde bu artış daha fazla göze çarpıyor. Manisa’da normalleşme başlamasından bu yana vaka sayısının 3’e katlandığı söylenirken Vestel fabrikasında bin civarında vaka olduğu ifade ediliyor.
Manisa OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sait Türek çıktığı televizyon programında 1 Haziran'da başlayan normalleşme sürecinin Manisa’da vaka sayılarını artırdığını ifade etti.
Manisa OSB'de bir pansiyon inşa ederek işçilerin dışarı bırakılmadan çalışması gerektiğini öne süren Türek, vaka sayılarının artışından işçilerin sorumlu olduğunu, “dikkatli davranmadıklarını” iddia etti.
Türek’in işçileri suçlaması Dardanel fabrikasında işçilere uygulanan “kapalı devre üretim” denilen saldırının birçok yerde hayata geçirilebileceğinin sinyalidir.
MÜSİAD’ın öne sürdüğü “izole sanayi bölgeleri” projesi, MESS’in MESS-SAFE uygulamalarının yanı sıra şimdi de “kapalı devre” üretim tartışmaları sınıfa dönük saldırıların daha da artacağına işaret ediyor. Salgını fırsata çeviren kapitalistler, sömürü koşullarını ağırlaştırarak işçi sınıfına kölelik prangası takmak istiyor.
AKP-MHP iktidarının ve sermaye sınıfının bu sömürü uygulamalarını hayata geçirip geçirmeyeceğini işçi sınıfının göstereceği birlik ve mücadele belirleyecektir.