Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) düzenlediği 7. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası, AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın ‘başkanlığında’ ve sermaye hükümetinin ilgili bakanları dahil olmak üzere geniş bürokrat katılımıyla sermayenin 365 oda ve borsa temsilcisini buluşturdu.
Şurayla sermaye gruplarının AKP’den beklentileri en ortaklaşmış haliyle sunuldu. Bu yanıyla TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun konuşmasında patronların güncel taleplerinin seçim sonrası karşılanması olduğunun altı çizildi.
Konseylerin taleplerine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “Bu alanlarda da çözüm sağlayabilmek için, icracı ve reformcu anlayışı devam ettirmeliyiz. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra, ülkemizde huzur ortamını güçlendirmeliyiz. Küresel risklerin hem iktisadi ve hem de coğrafi olarak yeniden artmaya başladığı bir dönemdeyiz. Böyle zamanlarda, ayakta kalabilmek için, kendimize daha sağlam bir zemin hazırlamalıyız”
Açılış konuşmasının ardından çeşitli oda başkanlarının sunumlarıyla “çözüm listesi” aktarıldı.
“Meslek liselerini devredin”
Daha önce Koç Grubu’nun “Meslek lisesi memleket meselesi” diyerek yaptığı vurguyu şurada devralan Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Murat Özdağ, meslek liselerinin patronların denetimine bırakılmasını istedi. “Mesleki eğitim sistemi iş dünyasına devredilmeli” diyen Özdağ, böylece ucuz işçi çalıştırma noktasında meslek liselileri daha hızlı dönüştürmeyi istediklerini ve bu konuda ne kadar hevesli olduklarını bir kez daha vurguladı.
Davaları kazanmak istiyorlar!
Toplantıda diğer bir önemli talepse iş mahkemelerine ilişkin düzenlemeye gidilmesiydi. Ticaret Odaları Konseyi tarafından çözüm listesi içinde sunulan bir diğer başlıkta “iş mahkemelerinde işveren aleyhine karar çıkması” eleştirildi. Haksız işten atma, hak gaspı gibi konu başlıkları için işçilerin açtığı geriye dönük davalarda patronlar çoğu zaman davayı kaybediyor. Sermayenin kritik davalarında sendikasızlaştırma, ödenmeyen tazminat, grev yasağı gibi bir dizi örnek karar genel çıkarlara hizmet etse de patronlar davalardan doğan sınırlı kayba dahi tahammül edemeyerek ‘çözüm’ istiyor. Böylece en ufak hak gaspına bile göz yumacak düzenlemelerin arttırılmasının beklendiği, bu merkezi toplantıyla politik olarak ifade edilmiş oldu.