Kapitalizmin derinleşen krizi, işçi ve emekçilerin yoksulluğunu da derinleştiriyor. Tayyip Erdoğan rejiminin sermayenin büyümesini esas alan ekonomi politikaları sonucu, krizin faturası emekçilerin sırtına yıkılıyor. Tüm değerleri üreten işçi ve emekçilerin içine itildiği yoksulluk, iktidarın açıkladığı resmi verilere de yansıyor. Gelir uçurumu o kadar açılmış ki, iktidarın aparatı olan TÜİK bile, bu gerçeği artık gizleyemiyor. Bir avuç sermayedarı zenginleştirmek için milyonları yoksullaştıran AKP-MHP rejiminin politikaları, TÜİK’in 2022’in son çeyreğine ilişkin verilerine de yansıdı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılının son çeyreğine ilişkin dönemsel gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) verilerini yayımladı. Verilere göre Türkiye, üretim yöntemine göre dört dönem toplamıyla elde edilen yıllık GSYH, zincirlenmiş hacim endeksi olarak, 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,6 arttı.
Buna göre Türkiye ekonomisi 2022'de yüzde 5,6, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 3,5 büyüdü. Emeğin milli gelirden aldığı pay ise düşmeye devam etti. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayri safi katma değer içindeki payı 2021’de %30,1 iken, 2022’de %26,5 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin (sermaye) payı ise %52,5’ten %54,5’e yükseldi.
“Emeğin payında sert düşüş”
DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR), emeğin toplam hasıladan aldığı payın küçülmesine ilişkin verileri ortaya koyan paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bölüşüm şoku! Emeğin payında sert düşüş! Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla IV. Çeyrek verilerine göre emeğin payı %25.2'ye geriledi. 2019 4. çeyreğinde %32 olan emeğin payı 4 yılda yaklaşık 7 puan azaldı. Aynı dönemde sermaye payı ise %51,5'tan %56,7'ye yükseldi!”
Sermaye sınıfının payının artması, ancak emekçilerin payının düşmesiyle mümkündür. AKP-MHP iktidarı zaten bunun için çalışıyor. Bu uğursuz döngüyü ise ancak işçi sınıfının örgütlü mücadelesi kırabilir.