19-20 Eylül’de “İnsanca yaşamak istiyoruz. Başka bir dünya mümkün!” şiarıyla yapılması planlanan Sarıgazi Festivali’nin fiili olarak yasaklanmasının ardından Festival Komitesi bugün bir açıklama gerçekleştirdi.
AKA-DER, BDSP, Halkevleri, HDP, TİP ve TKP’nin içerisinde yer aldığı Sarıgazi Festival Komitesi Demokrasi Caddesi’nde açıklama yaptı.
Ardından festival için hazırlanan müzik dinletisi sergilenmek üzere HDP binasına geçildi. Dinletinin ardından program sonlandırıldı.
“İnsanca yaşamak istiyoruz! başka bir dünya mümkün!
Sermaye iktidarı ve tek adam rejimi yıllardır ekonomik ve siyasal bir krizin içinde. Yaşanan kriz biz emekçiler için daha fazla sömürü, savaş, açlık, yoksulluk demekken bir avuç sermayedar için daha fazla kar ve rant anlamına geliyor.
Pandemi giderek yıkıcı boyutlar kazanırken, gerici-faşist iktidar önlem adı altında dalga geçercesine kararlar alıyor. Bilim insanları ve sağlık meslek örgütleri toplum sağlığı açısından gerekli önlemlerin hızla alınması, bu çerçevede zorunlu işkolları dışında üretime devam edilmemesi, çalışması zorunlu olan emekçiler için tedbirlerin arttırılması yönünde çağrılar yaparken, alınan sözde önlemlerden biri gece yarısı müzik yayını yapılmasının yasaklanması oluyor. Bir gecede tüm sanatsal ve kültürel faaliyetler, etkinlikler yasaklanıyor. İş kendi etkinlikleri olunca yasaklar kalkıyor, binlerce insan yan yana getirilip, çaylar dağıtılıyor. İş ilerici kamuoyunun etkinliklerine gelince zor yoluyla yasaklanıyor.
AKP iktidarı krizi, pandemiyi fırsata çevirip haklarımızı bir bir gasp etmek istiyor. Kısa çalışma ödeneği, ücretsiz iznin yasal hale getirilmesi, yarı zamanlı-güvencesiz, esnek ve kuralsız çalışma düzenlemeleri ile çalışma hayatını yeniden düzenliyorlar. Kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırıp, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) adı altında güvencesizliği ve kölece çalışma koşullarını bizlere dayatıyorlar. Bizlere bunlar dayatılırken sermayedarların borçları, vergileri bir gecede silinip, verilen teşviklerle kasalar boşaltılıyor.
İşsizlik her geçen gün artıyor. Bizler salgın koşullarında yeterli önlemler alınmadan çalışma alanlarına gönderiliyoruz. Karantina süresi üretim alanlarına hızla geri dönülsün diye 15 günden 10 güne indirildi. Halk sağlığını düşünen ve önlemlerin arttırılmasını isteyen Türk Tabipler Birliği ve sağlık emekçilerine yönelik saldırılar iktidarın yönetememe sorununu çözmek için başvurduğu kirli politikaların bir yansıması haline geldi.
Bu olup bitenler, gerici-faşist iktidarın “sürü bağışıklığı” politikasını benimsediğini gösteriyor. Virüsün yayılmasına zemin hazırlayan bu tür uygulamaların tırmandırdığı vaka ve ölüm sayıları ise gizleniyor. Pandeminin üzerine örttükleri “normalleşme” perdesi ile emekçiler bir yandan salgınla yaşamaya alıştırılmaya çalışılırken, öte yandan salgının yayılmasının baş suçlusu ilan ediliyor.
Pandemi ve ekonomik krizin yol açtığı yıkıma ve yozlaşmaya giderek kızışan savaş politikaları ile artan baskı ve devlet terörü eşlik ediyor. Irkçı saldırılara her gün bir yenisi eklenirken, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de de savaş tırmandırılıyor.
Saldırılar bununla bitmiyor. Beslendikleri dinci-gerici söylemlerle kadın cinayetlerini, şiddeti meşrulaştırdılar. Cemaat ve tarikatların kıskacında olan çocuğa ve gence yönelik taciz-tecavüz ve istismar yaygınlaştı. Yine gerici söylemlerle eğitim-öğretim hizaya çekildi. İlkokul sıralarından üniversite kürsülerine kadar anti-bilimsel, niteliksiz eğitim ile düşünmeyen, sorgulamayan, kindar nesiller yetişti\yetişiyor.
İşsizlik, geleceksizlik kıskacında olan gençler ise çetelerin, uyuşturucunun, kumarın pençesinde. Her köşe başında, parklarda bu tabloyla karşılaşıyoruz. Çocuklarımızı yalnız bırakmaya, sokaklarda özgürce dolaşmaya korkuyoruz.
Sarıgazi’de birlik olalım!
Yaklaşık 3 aydır Sarıgazi Festivalini örgütlemek için bir araya geliyoruz. Pandemi ile yaratılan kriz atmosferini parçalamak, dayanışmayı büyütmek, çetelerden hesap sormak için çalışmalar yürütüyoruz. Çalışmamızı iki günlük kültürel-sanatsal etkinliklerle sonuca bağlamak için faaliyetlerimizi sürdürdük. Ancak bu salgın döneminde her türlü ilerici etkinliğin, eylemin yasaklandığı gibi bizlerin etkinliği de fiilen yasaklanmış oldu.
Ama biz biliyoruz ki, pandemi olmasaydı da etkinliklerimiz ya yasaklanacak ya da türlü bahaneyle provoke edilecekti. Geçtiğimiz yıllarda yapmak istediğimiz festivalimiz hiçbir gerekçe gösterilmeden yasaklandı. Dinci-gerici AKP iktidarı nasıl ki krizin ve pandeminin faturasını emekçilere ödetmeye çalışıyorsa, siyasal temel hak ve özgürlüklerimize de bir o kadar saldırıyor. Bizlerin bir araya gelmesini her fırsatta engellemeye çalışıyor.
Başka bir dünya mümkün!
Sermaye ve AKP iktidarı yandaşları, tarikatları, çeteleri, medyası vb ile örgütlü ve insanlığa düşman bir avuç asalak. Bizler ise bu dünyanın gerçek sahipleri milyonlarız. Yıllarca bunun için türlü bedeli ödeyenleriz. Emeği, alınteriyle tüm güzellikleri yaratan, kardeşçe yaşamı paylaşanlarız.
Daha fazla birlik olmazsak, örgütlü davranmazsak yarattığımız tüm güzelliklere, tüm haklarımıza, kazanımlarımıza saldırmaya devam edeceklerini biliyoruz. Bu nedenle tüm emekçilere başka bir dünyayı kurma, inşa etme mücadelesine çağırıyoruz.
Bizler; sömürüsüz, eşit ve özgür bir geleceğin adımlarını hep beraber daha güçlü atmak için, mahallemizde, sokağımızda, işyerlerimizde birlik olmak, bu düzenden hep beraber hesap sormak için, Sarıgazi’de yaşam alanlarımızı kirletenlere karşı birlikte mücadele çağrımızı yineliyoruz.
Bizler festivalimizi gerçekleştiremesek de birlikteliğimiz ilk filizlerini verdi. Önümüzdeki süreçte de birlikte olacak daha güçlü etkinlikler, festivaller örgütleyeceğiz. Mücadelemiz başka bir dünyayı kurana dek sürecek.
Festivalimize destek veren tüm ilerici, aydın, sanatçı dostumuza ve Sarıgazi emekçilerine teşekkür ediyoruz.”