CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun son yayınladığı “halka sesleniş” videosunda uyuşturucu konusunu dile getirmesi, Saray rejimini ciddi bir telaş ve histeriye sürüklemiş görünüyor. Birkaç dakikalık bir videonun Saray rejimini hop oturup hop kaldırması dikkat çekicidir. Tüm veriler adamların ‘suçüstü yakalanma telaşı’ içine düştüklerine işaret ediyor.
Nitekim Saray beslemesi medya ve troller anında saldırıya geçti. “Suç İşleri Bakanı” diye anılan Süleyman Soylu, “Büyükelçiler konusunda bir şey söyleyebilirler mi? Yarın öbür gün bunun ses kaydı çıkarsa, bir vatansever bunun ses kaydını mahkemeye gönderirse ne olur?” sözleriyle, kriminal suçlara değinmeden Kılıçdaroğlu’nu pervasızca tehdit etti.
Emniyet Genel Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığı da aynı cümleleri kullanarak Kılıçdaroğlu’nu hedef alan açıklamalar yaptı, suç duyurusunda bulanacaklarını ilan ettiler.
Tabii AKP şefi de boş durmadı, bir kez daha Kılıçdaroğlu’na tehdit ve hakaretler savurduğu konuşmasında şu ifadeleri de kullandı:
“Kendisinin siyasetin değil tıp ilminin konusu olduğu tespitimi doğrulayan bu iftiranın hesabını elbette hukuk önünde de soracağız.”
Yargıyı bir aparat gibi kullanan kişinin, “hukuk önünde hesabını soracağız” laflarının bazıları tarafından “talimat” olarak algılanacağı pek çok kez ispatlanmıştır.
***
Saray rejiminin bu kadar telaşa düşmesi tesadüf olamaz. “TOGG balonu” şişiren, “Türkiye’nin yüzyılı” diye bir palavra peydahlayan rejime, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla ayna tutuldu. Bir kez daha görüldü ki, Saray rejimi ile şefleri gırtlaklarına kadar çirkefin içinde yüzüyorlar. Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği bazı ifadeleri şöyle:
- 28,5 milyar dolar kayıt dışı para girişi sağlayan iktidar bu para ile cari açığı kapattı.
- İstanbul’u dünya suç örgütlerinin, uyuşturucu baronlarının barınma ve çatışma alanı haline getirdiler.
- Kirli para kirli kişileri ülkeye çektiler.
- Uyuşturucu kullanımı hızla arttı.
- Her gelir grubuna hitap eden uyuşturucu satılıyor.
- Yoksulların yaşadığı mahallelerde sokaklarda ‘kristal, ateş buz, met’ gibi adlarla anılan “metamfetamin” adlı zehirleyici uyuşturucunun kullanımı bir yılda 5.5 kat arttı, kullanma yaşı 11’e kadar düştü (bu veriler Emniyet Genel Müdürlüğü raporlarında da yer alıyor.)
- Ülkeyi, sokakları suç örgütlerine bırakmayacağız, zehirlenen çocukların hesabını soracağız…
***
Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri, farklı şekillerde dile getirilen gerçeklerin sadece bir kısmıdır. Türkiye’nin kokain trafiğinin ana güzergahı haline getirilmesi, Türkiye’ye doğru seyir halindeyken içinde uyuşturucu bulunan birçok geminin yakalanması, bunlarla ilgili hiçbir ciddi işlemin yapılmaması, Saray rejiminin bizzat işin içinde olduğuna dair veriler vb… Rejimin bu ve benzer kriminal işleri aylardan beri tartışılıyor.
Ana muhalefet partisi liderinin rejimin ‘kriminal suratına’ ayna tutması, özellikle de hesap soracağını iddia etmesi, Saray’daki zevatın kimyasını bozmuş görünüyor. Topluma ‘din, ahlak, milli değerler’ gibi konuları pazarlayanların, gerçekte iğrenç/kirli işlerle iştigal ettiklerinin ortaya konulması adamları panikletti. Saldırganlık dozunu bu kadar yükseltmeleri, pis işlerine ayna tutulmasından ciddi bir şekilde rahatsız olduklarını ispatlıyor. Karşılığı olmayan bir iddia olsaydı, üstünde durmaya gerek duymazlardı. Belli ki “hassas” bir noktalarına parmak basıldı. Çünkü sergiledikleri histeri, tam bir suçüstü yakalanma ruh halinin dışa vurumudur.
***
Saray rejiminin kriminal işlere gırtlağına kadar battığı, bir süre önce yayınlanan uluslararası bir raporda da kayıt altına alınmıştı. Ancak Saray rejiminin şefleri o raporu sessizce geçiştirdiler. Zira o konuda tartışmaya girmek, kendi kendini deşifre etmek olacaktı.
11 Ekim 2022’de Artı Gerçek’te raporla ilgili bir köşe yazısı kaleme alan Eser Karakaş’ın aktardığı bazı bilgiler çarpıcıdır.
Merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan “Global Initiative Against Transnational Organized Crime” (Ulusal Sınırları Aşan Organize Suçlarla Mücadele İçin Küresel İnisiyatif) adlı uluslararası örgüt, her yıl devletlerin kriminal suçlar endeksini ortaya koyan rapor hazırlıyor. Bu örgütün son hazırladığı 2021 yılı raporunda (Örgütün Ağustos-Eylül 2022 bülteninde tekrar yayınlandı) Türkiye, 193 ülkenin organize suç kriterleri bazında sondan on ikinci sırada yer alıyor. Yani kriminal suç işlemede Türk sermaye devleti 181 ülkeyi geride bırakmış durumda. Devlet görevlilerinin suça katılımı sıralamasında ise sondan dördüncü. Rejimin kriminal bir örgüte dönüştüğü dikkate alındığında yakında birinci olması işten bile değil.
Görüldüğü üzere Saray rejiminin kriminal suçlar karnesindeki “yüksek notu” uluslararası raporlara da konu olmaktadır. Kılıçdaroğlu bunu ülke gündemine taşıyınca, haliyle Saray’da paçalar tutuştu.