Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şubeleri yaptığı basın toplantısıyla üyelerinin gözaltına alınmasına tepki göstererek kirli savaşlara karşı barışı savunmaya devam edeceklerini belirtti.
Saat 12.30'da SES Şişli Şubesi'nde başlayan toplantıda konuşma yapan SES yöneticisi Erdal Güzel, Efrîn'e saldırının muhalefete karşı bir baskı unsuru olarak kullanıldığına, barış talebinin tutuklama saldırılarıyla karşılaştığına dikkat çekti.
“OHAL hak ve özgürlüklere karşı kullanılıyor”
Emine Atar tarafından okunan açıklama, OHAL ve KHK'ların temel hak ve özgürlüklerin, sendikal hakların yok edilmek için kullanıldığına dikkat çekilerek başladı.
Açıklamanın devamında sağlık emekçilerinin gözaltına alınmasına ilişkin şunlar söylendi: “Yıllardır siyasi iktidarlar tarafından korunan, kollanan sözde saadet zinciri benzeri çeteler, halkı soyup soğana çevirirken bu talana ses çıkarmayıp göz yumanlar, sendikamızın Diyarbakır Şube Eş Başkanı Recep Oruç, Şube Sekreteri Mehmet Nur Ulus ile üyemiz ve Diyarbakır Tabip Odası Eş Başkanı Mehmet Şerif Demir ve Mardin Tabip Odası ve sendikamız üyesi Osman Sağlam emeği, barışı ve demokrasiyi savundukları için gözaltına alındılar.”
Çağrıldıklarında ifade vermeye gidebilecek emekçilerin işyerleri ve evlerinden kelepçelenerek gözaltına alınmasına tepki gösterilen açıklamada “Nedeni açık ve nettir; toplumu sindirmek, arkadaşlarımızı sözde itibarsızlaştırmaktır” denildi.
Gözaltındaki SES'lilerin 20 Mart'tan bu yana savcılığa çıkarılmadan poliste bekletildikleri, alınan son bilgilere göre bugün savcılığa çıkarılmalarının beklendiği aktarılan açıklamada “Arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını, bu hukuksuzluğa son verilmesini istiyoruz” ifadeleri yer aldı.
“Mücadele ve örgütlülük saldırıları boşa çıkaracak”
Kamu emekçilerinin örgütlülük ve mücadeleyle saldırıları boşa çıkaracağı belirtilen açıklamanın devamında emperyalist devletlerin Ortadoğu'yu savaş cehennemine çevirmesine ve AKP iktidarının da buna ortak olmasına tepki gösterildi.
“Toplumlar barış varsa iyidir, halklar savaşsız ve çatışmasız ortamlarda sağlıklarını devam ettirebilirler; dolayısıyla bizler yani sağlık emekçilerinin birincil görevi her daim savaşın karşısında barışı, ölümün karşında yaşamı savunmak olmalıdır. Coğrafyamızda sürüp giden bu kirli savaşın tarafı olmadığımızı söyledik söylemeye de devam edeceğiz!” ifadeleriyle süren açıklama “Emeğin özgürleşme mücadelesini vererek yaşamı savunan arkadaşlarımızın serbest bırakılması gerektiğini söylüyor, yaşam ve özgürlük kazanacak diyoruz” ifadeleriyle son buldu.
Kızıl Bayrak / İstanbul