“Bölgedeki sivil ve askeri güvenlik birimleri” Roboski'de katledilen katırlara ilişkin tespitlerde bulundu. Geçtiğimiz günlerde sınır ticaretinde kullanılan katırları katlederek bölgedeki geçim kaynağına saldıran askerlerin, hayvan katliamı açığa çıkınca inkar girişimi de gecikmedi.
Burjuva basına servis edilen haberlerde katırların katlinin planlı olmadığı iddia edilerek “etraflarına ateş açılırken öldükleri” gibi gerçekçi olmayan bir savunma yapıldı.
Sermaye devletinin kolluk güçlerine göre katırlar iki ayrı olay sırasında vuruldu. Mart ayının başında askerlerin “kaçakçılığı engellemek için bir gruba müdahale ettiği, kaçakçıların buna karşılık verdiği, yaşanan arbedede 3-4 katırın vurulduğu” hikayesi anlatıldı.
Bundan bir iki hafta sonrasında da “Gülyazı ve Ortasu köylerinden 60-70 kişinin 200 katırla Irak'a geçerken görüldüğü ve Göreneş Dere yatağından geçiş yapmak üzereyken asker tarafından durdurulmak istendiği, dur ikazına uyulmaması üzerine havaya ateş açıldığı, buradan geçemeyen grubun başka bir dere yatağına yönlendiği, tekrar ikaz edilince, ‘gücünüz yetiyorsa durdurun’ diyerek geçişe devam ettiği, sisten yararlanarak bir bölümünün sınırı geçtiği” öne sürüldü. Bu geçiş sırasındaki saldırı sonucunda, 5-6 katırın “yakınlarına yapılan atışlar” nedeniyle öldüğü, 6-7 katırın da yaralandığı iddia edildi.
Roboski'de kirli savaş yöntemi sürüyor
Roboski Katliamı'nın hesabını vermeyen, bölge halkının geçinebilmek için zorunlu olarak yaptığı sınır ticaretini tamamen bitirmeye çalışan, Roboski sınırında “güvenlik yolu” yapan devlet şimdi de hayvan katliyle baskısını sürdürüyor.
34 canı alanlar şimdi de hayvanları katlederek baskı ve zulüm düzenini sürdürüyor. Roboski katliamı için “silahlı teröristlere benziyorlardı” savunmasını yapanlar şimdi de katlettikleri katırlar için “yakınlarına yapılan atışlar”ın ölüme neden olduğunu öne sürüyorlar.
Fakat Roboski Katliamı'ndan beri net olan gerçek hayvan katlinde de kendini gösteriyor. Sermaye hükümetinin kontrolünde asker bölgede baskı ve saldırganlığını devam ettiriyor. 90'lı yılların kirli savaş metotları, yoğunluğu değişse de, bölgede uygulanmayı sürdürüyor. Köy baskınları, taciz ateşleri, dağlarda operasyonlar devam ederken bir de eylem yapanların gaz bombası fişeğiyle vurulması, yargı terörü gibi saldırılar hayata geçiriliyor.