Çevre ve yaşam alanlarını rant kapısı haline getiren sermaye devleti, bu konuda hiçbir ölçü ve kural tanımıyor. İnsan yaşamını altüst edecek “çılgın” projelere imza atıyor, yasal düzenlemeler yaparak talanın önündeki engelleri bir bir kaldırıyor, sermayenin ihtiyaç duyduğu kaynakları yaratıyor.
İstanbul'da inşa edilen Real Merter projesinin hiçbir risk söz konusu olmamasına rağmen kentsel dönüşüm kapsamına alınması ve proje sahibi inşaat tekellerinin bu yolla milyonlarca liralık vergilerden muaf tutulması, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Proje sahibi firmalar ise (Oliv Yapı ve ortağı Vizyon Yapı) AKP Zeytinburnu İlçe eski Başkanı Ahmet Dokumacı'ya ait. Söz konusu firmalar şu anda arazi üzerinde 3 blokta 244 konut ve 155 mağazanın yer aldığı Real Merter adlı projeyi inşa ediyor. 130 milyon yatırım değerine sahip ve 300 milyon lira gelir elde edilmesi beklenen Real Merter'de, rantsal dönüşümün sağladığı yüzde 1 KDV avantajıyla satılan gayrimenkuller “Çok kâr edeceksiniz” sloganıyla pazarlanıyor.
Riskli binaların yıkılıp yerine yenilerinin yapılmasını kolaylaştırmak üzere 2012'de çıkarılan kentsel dönüşüm yasası, yeni bir ‘kâr' alanı yarattı. Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde, kentsel dönüşümün deprem riski taşıyan alanlarda değil, rantı bol bölgelerde hızla ilerlemesi bunun en dolaysız kanıtı.
Rantsal dönüşüm projesi ile, bir yapının riskli olduğunu tespit ettirip dönüşüm kapsamına sokan müteahhitler, noter harcı, tapu kadastro harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaf tutuluyor.