Polis rejimi uygulamaları tırmandırılıyor!

Sermaye devleti işçi ve emekçilerin olası bir hareketliliğinden korkuyor, korktukça saldırıyor. Ancak saldırıları beyhudedir. Polis rejimi uygulamaları tırmanmaya devam ederken, buna karşılık işçi ve emekçilerin öfkesi de her geçen gün mayalanıyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 08 Şubat 2020
  • 10:14

Sermaye devleti işçi ve emekçileri denetim altına almak hedefiyle baskı ve zorbalığı arttırırken, polis rejimi uygulamalarını da şiddetlendiriyor. Bu hedef doğrultusunda kendine yönelen tepkileri bastırmak amacıyla saldırgan politikalarını sürdürüyor.

Geçtiğimiz günlerde Elazığ’da meydana gelen deprem sonrası sosyal medyada iktidarın yolsuzlukları sorgulandığı için, T. Erdoğan sosyal medya operasyonlarını bir kez daha devreye soktu. Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan soruşturma teröründe 50’ye yakın kişiye soruşturma açılırken, birçok kişi de gözaltına alındı. İktidar, kendine yönelen tepkileri yok etmek ve insanlarda oluşan duyarlılığı bastırmak amacıyla her fırsatta sosyal medya operasyonlarını devreye sokuyor. İki sene önce de Afrin’e yönelik işgal harekâtına karşı sosyal medyadan tepkiler yansımış, buna karşılık sermaye devleti yine sosyal medya üzerinden gözaltı terörünü devreye sokmuş ve 800’den fazla kişiyi gözaltına almıştı. Keza yine “Barış Pınarı” adı altında Rojava’ya yönelik gerçekleştirilen işgal saldırıları sürecinde de sosyal medya üzerinden “cadı avı”na çıkılmış, birçok kişi gözaltı saldırısına maruz kalmıştı.

Sermaye devleti, kitlelerde mücadele isteğinin oluşmasından korktuğu için polis rejimi uygulamalarını her fırsatta hayata geçiriyor ve pekiştiriyor. Bunun yeni bir halkası da sokağa salınan binlerce bekçi oldu. 15 Temmuz sonrası yine Erdoğan’ın talimatıyla “Bekçi” sistemi devreye sokulmuştu. Bu sistem devreye sokulduğundan bu yana “Bekçi” sayısı ve yetkileri her geçen gün arttırıldı. Son dönemlerde ise, bekçilerin insanlara üst araması dayattığı, dayatmayı kabul etmeyenlere ise işkence yaptığı basına birçok kez yansıdı. Geçtiğimiz yaz aylarında, akşam saatlerinde İzmir Karşıyaka’da kimliğini göstermek istemeyen 20 yaşındaki bir gence üç bekçi saldırmıştı. Yine geçtiğimiz sene İstanbul Esenyurt ilçesinde bekçiler insanlara işkence yaparak ters kelepçe takmıştı. Bekçilerin keyfi tutumlarının son örneği ise İstanbul’da Kocamustafapaşa’da yaşandı. Bir kişi üst araması dayatmasını kabul etmediği için bekçiler tarafından darp edildi.

Tüm bunlara bekçilere yeni yetkiler getiren yasa tasarısı eklendi. “Halka yardım”, “kimlik sorma” ve “adli görevler” gibi birçok uygulamayı içeren Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi mecliste İçişleri Komisyonu tarafından kabul edildi. Yeni kanunla yetkileri genişletilen bekçiler artık kimlik sorma, üst araması gibi uygulamaları yapabilecek. İstediği takdirde de silah kullanabilecek. Yani bekçiler, işkencelerini yasal kılıf ile birlikte gerçekleştirmeye devam edecek.

Sermaye devleti işçi ve emekçilerin olası bir hareketliliğinden korkuyor, korktukça saldırıyor.  Ancak saldırıları beyhudedir. Polis rejimi uygulamaları tırmanmaya devam ederken, buna karşılık işçi ve emekçilerin öfkesi de her geçen gün mayalanıyor.