Partizan, son dönemde kendilerine yönelik artan gözaltı ve baskılara karşı İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi.
Partizan adına basın açıklamasını okuyan Samet Karaca keyfi saldırıların nedensiz olmadığını belirterek şu şekilde devam etti:
“Ekonomik ve siyasi kriz her geçen gün büyürken halk kitlelerine işsizlikten, yoksulluktan, sefaletten ve ölümden başka şey vaat edilmiyor. Emperyalist işgal ve bölgesel savaş politikalarının her türlü faturası halka çıkarılıyor. İşçiler, emekçiler, Kürt halkı, aleviler, gençler, kadınlar ve LGBTİ+’lar, toplumun ezilen ve muhalif kesimleri her gün daha fazla baskı ve saldırılarla yüz yüze kalıyor. Grevler yasaklanıyor, direnişler polis ve patron baskısıyla ezilmeye çalışılıyor! Kürt ulusu şoven saldırıların, katliamların hedefi olmaya devam ediyor. Çocuklar atış talimleriyle katlediliyor, kadınlara yönelik saldırılar katmerleniyor. Hapishanelerden her gün ölüm haberleri geliyor. Hasta tutsakların tedavi hakkı intikamcı bir politikayla engelleniyor. Hak arama mücadelesine yönelen, baskıya göğüs geren, örgütlü biçimde tüm bu saldırılara karşı koyan kim olursa baskı, gözaltı, işkence ve yasakların hedefi oluyor.”
Miting, basın açıklaması, mahallelerde Partizan flamasının yasaklanmasına değinen Karaca şunları vurguladı:
“İşçi ve emekçilerin, halkın gelişen mücadelesiyle aramıza bu türden yasaklarla engeller yükseltmeye, kitlelerle bağımızı kopartmaya çalışıyorlar. Bu saldırılar bizleri değilse bile kitleleri mücadeleden çabası içerisindedir”
“Meşalemiz yanmaya devam edecektir”
Karaca, Kadıköy Alevi mitingi, Gazi ve 1 Mayıs Katliamı anmaları, Yenikapı Newroz alanı, HDP Kartal ilçe binası önündeki eylem ve basın açıklamalarında üzerinde İbrahim Kaypakkaya’nın silüeti bulunan Partizan flamasına polisin tahammülsüzlüğünü aktararak şu şekilde devam etti:
“Buradan bir kez daha söyleyelim ki yoksul mahallelerden yayılan düzen karşıtı öfkenin önüne hiçbir güç geçemeyecektir. İbrahim Kaypakkaya ve 50 yıl önce ilan ettiği mücadele hattı tüm yönleriyle günceldir. Bu güncellik baskı ve boyutlu saldırılar karşısında yenilmediğimizin, yenilmeyeceğimizin en somut göstergesidir. İbrahim Kaypakkaya’nın kitleler tarafından bilinmesini istemeyenler onun fotoğrafından dahi korkanlar iyi bilsinler ki o ‘Saklanmaya çalışılan bir meşaledir’ ve yanmaya devam edecektir.”
Basın toplantısında 21 Mart günü Newroz eyleminde polis saldırısına maruz kalan Yeni Demokrasi muhabiri Tuba Apaydın da konuştu. Apaydın yaşadığı saldırıyı şu şekilde anlattı:
“21 Mart günü Newroz etkinlikleri kapsamında Gülsuyu’nda haber takibinde iken polis saldırısına maruz kaldım. Partizan okurlarına yönelik kahvehanedeki polis işkencesini görüntülerken kadın polisler tarafından alıkonuldum. İşkenceyi görüntülerken polis tarafından üzerime yüründü ve telefonuma el konuldu. Polisler ‘zırhlı araca binersen telefonunu veririz’ dediler. Halkın tepkisi sonucu telefonumu ‘yere düşürmüşsün’ diyerek geri getirdiler.”