Eğitim alanında dinci-gerici ve piyasacı düzenlemeler yapılırken işçi ve emekçiler çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını karşılama zorluğuyla daha yakıcı olarak karşılaşmaya devam ediyor.
Temel bir hak olan eğitimin paralı olması ve giderek pahalılaşması, dolayısıyla da eğitimdeki eşitsizlik sorunu gibi köklü sorunlara “parasız eğitim” gibi çözümler getirmeyen sermaye düzeni, tam tersini yapmış ve bu temel sorunu derinleştirmiş oluyor.
İlk masraflar el yakıyor
Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasına bir hafta kala, eğitim alanındaki pahalılaşma emekçilerin gelirlerindeki artışın çok çok üzerinde seyrediyor.
Gazete Duvar’da yer alan haberde yer verilen araştırmaya göre, okul öncesi eğitime kayıt olan bir öğrenci için başlangıç masrafı olarak ortalama 485 TL, ilkokula başlayan bir öğrenci için 680 TL, ortaokula başlayan bir öğrenci için 705 TL, orta öğretime başlayan bir öğrenci için ise 775 TL harcama yapılması gerekiyor.
İlköğretim sonuna kadar ortalama 16 bin, her ay 155 lira
Bir öğrenci için, okul öncesi eğitimden ilköğretimin sonuna kadarki eğitimi boyunca sadece okul ihtiyaçları için ortalama 16 bin 700 TL harcama yapılıyor. Söz konusu rakam, ayda ortalama 155 TL olarak veliye yansıyor. Orta öğretimdeki eğitimi boyunca bir öğrenci için ortalama 8 bin 80 TL, ayda ise ortalama 168 TL harcama yapılırken, öğrenciye kantin-yemekhane için para ayrıldığında, bu rakam okul öncesi ve ilköğretimde aylık ortalama 295 TL, orta öğretimde 335 TL’ye çıkıyor. Bu masraflara okul servisi de eklendiğinde okul öncesi ve ilköğretimde maaliyet 295 TL’den 483 TL’ye, orta öğretimde ise 335 TL’den 517 TL’ye çıkıyor.
Servis ücret zamları açıklanmıştı
TÜİK’in açıkladığı Ağustos ayı enflasyon oranında, en yüksek fiyat artışının yaşandığı harcama grupları da eğitim ve ulaşım alanları olmuştu. Bu iki grubun kesiştiği servis ücretlerinde de geçtiğimiz günlerde zamlar açıklanmıştı.
Buna göre, geçen eğitim-öğretim yılına kıyasla Ankara’da ortalama yüzde 11, İzmir’de yüzde 18, İstanbul’da yüzde 5 zam yapıldığı duyurulmuştu.