Özel hastaneler vurgunda sınır tanımıyor

2016 Sayıştay Raporu (Aralık 2017) özel hastanelerin vurgunlarını anlatmış. Rapor sadece bir vurgun dökümü niteliği taşıyor. Bunun dışında fiili olarak yok hükmünde. Çünkü soygun, vurgun sermaye devletinin toplam bir pratiği.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 14 Mart 2018
  • 10:56

Sağlıkta neo-liberal politikanın özeti “paran kadar sağlık” oldu. Bu politikanın sonucu olarak özel hastaneler özellikle AKP iktidarı döneminde hızla arttı.

12 Ekim 20013'te Bakanlar Kurulu'nun yayınladığı genelgeyle özel hastanelerin hastalardan ek olarak alınabilecek ücretin tavan miktarı %90’dan %200’e çıkarıldı. Yani Bakanlar Kurulu kararıyla özel hastanelerin yasal vurgununun yolu açıldı.

Bu vurgun yazılı yasalara uygun. Ama özel hastanelerin vurgunu bununla sınırlı kalmıyor.

Özel hastanelerin Sayıştay raporunda yer alan vurgunları

2017 Aralık ayında yayınlanan Sayıştay raporu bütün özel hastaneleri incelemiş. Raporda ilk göze çarpan, özel hastanelerin özellikle muhasebe alanında olmak üzere hiçbir şeyin düzgün olmaması. Her bölüm olumsuzluk ekiyle belirtiliyor. “2015 Sayıştay Denetim Raporunda da bu bulguya yer verilmiş olmasına rağmen konuyla ilgili herhangi bir ilerleme sağlanamadığından uygulamaya 2016 yılında da devam edildiği görülmektedir.” Raporda bu ifade farklı biçimlerde her bölümde tekrarlanıyor. “Uyumsuzluk” gibi ifadelerle anılan her şey tek kelimeyle bir vurgun aslında.

Hastane malzemelerinden vurgun

Rapora göre ilk vurgun, hastane malzemelerinin kaydının tutulmasında yapılıyor. Kamu Hastaneleri Birliği’nin hastane malzemelerinin kullanımı için “stok havuzu” diye ifade ettiği bir deposu ve malzemelerin kullanımı üzerine genelgesi var. Raporda “‘Birlik stok havuzu’ terimi ile birliğe bağlı sağlık tesislerinin ambarlarında bulunan ve gerekli hallerde ortak kullanıma sunulan ilaç, tıbbi sarf, kırtasiye, tıbbi cihaz, demirbaş vb. mal ve malzemeler kast edilmektedir. Genelgede, birliğe bağlı sağlık tesisleri arasında ayrım olmaksızın bu mal ve malzemelerin ortak kullanılacağı ifade edilmiştir” deniyor.

Özel hastanelerin hiçbirinde hastane malzemesi stokları gerçekliğiyle yazılmamış. Daha net söylersek, var olan stok gösterilmemiş. Çünkü “İhtiyaç Giriş İşlemleri Ekranı ile Kamu Hastaneleri Kurumu ölçeğinde yapılmakta ve bu ekran aracılığıyla hesaplanan ‘stok fazlası miktarlar’ sağlık tesisleri arasında devredilmektedir.” Fazla gösterilmediği için de malzeme devri yapılmıyor. Öte yandan devlet ve üniversite hastanelerinde ameliyat malzemelerinde bile eksikler olduğu söyleniyor. Bu ikisi yan yana getirildiğinde, özel hastanelerin ahlaki çöküntüsü daha net ortaya çıkıyor. Sayıştay bunu rapor ediyor. Ekmek “çalana” bile ceza veren yargı bu raporlara rağmen soruşturma bile açmıyor.

Özel hastaneler hastalardan haraç kesiyor

“Genel Sağlık Sigortası Kapsamındaki Kişilere Sunulan Hasta Nakil Hizmetleri İçin Sağlık Uygulama Tebliğinde Yer Olmamasına Rağmen Ücretlendirme Yapılması” başlığı altında ise şöyle deniyor: “Bazı döner sermaye işletmelerinde Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamındaki kişilere verilen hasta nakil hizmet bedellerinin SGK’ya fatura edilmesinden dolayı; Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında olmayan bir hizmetin bedelinin gelir olarak kaydedildiği görülmüştür.”

Sayıştay raporunda yer alan bu ifadenin karşılığı hastalardan haraç kesmedir. Bununla birlikte SGK'yı dolandırmaktır.

Hastanın hastalığında hiç ihtiyaç yokken azımsanmayacak sayıda film çekme ve tetkik alma istemleri, dolandırıcılığın ufak bir bölümü niteliğinde, ama bu ufak bölümü de hiç ucuz değil!

Hastane personeline ödeme başlığı altında SGK vurgunu

Genelde bütün patronların başvurduğu bir diğer dolandırıcılık ise raporda şöyle ifade ediliyor: Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve bağlı sağlık tesislerinin 2016 yılı denetimlerinde, kadrosu üniversite hastanesinde olup da görevlendirme ile sağlık tesislerinde çalışan personelin aylık/ek ödeme ücretlerinde vergi matrahı dilimlerinin eksik ve/veya hatalı hesaplandığı tespit edilmiştir.”

Yani uzman doktor bile asgari ücretli gösteriliyor. Doğal olarak SGK'ya ödenen vergi primi de asgari ücret üzerinden oluyor. Bu bölümde bildik bir dolandırıcılık anlatılıyor.

Sayıştay raporunda yine bildik bir dolandırıcılık “Muhasebe Sistemi Dışında Banka Hesaplarının Varlığı ve Mevcut Tutarların Zamanaşımına Uğrama Riskinin Bulunması” başlığı altında şöyle sunuluyor: “5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine aykırı olarak bazı sağlık tesisleri adına açılmış hesaplar bulunduğu, bu hesaplarda yer alan tutarların muhasebeleştirilmediği, kamu idarelerinin mali tablolarında gösterilmediği ve zamanaşımı süresinin dolmak üzere olduğu görülmüştür.”

Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu 2016 Sayıştay Raporu (Aralık 2017) özel hastanelerin vurgunlarını anlatmış. Rapor sadece bir vurgun dökümü niteliği taşıyor. Bunun dışında fiili olarak yok hükmünde. Çünkü soygun, vurgun sermaye devletinin toplam bir pratiği.

H. Ortakçı