Urfa’da, AKP Eyyübiye ilçe binasının 28 Ağustos 2015 tarihinde camının kırılması olayıyla ilgili olarak tutuklanan yaşları 18 ile 24 arasında değişen 5 kişiye, müebbet hapis cezaları verildi. AKP ilçe binasının sadece camının kırıldığı olay, o dönem kamuoyuna “bombalı eylem” olarak servis edilmişti... Herhangi bir patlamanın yaşanmayıp, ölen kimsenin olmadığı saldırı sonrası olay yerine gelen polislerin açtığı ateş sonucu Ş.Ç. belinden yaralı olarak yakalandı. Devam eden baskınlarda ise S.K., S.A., R.Ç. ve V.D. gözaltına alındı.
Ağır işkenceler
Emrullah Acar’ın Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberine göre çıkarıldıkları mahkemede, karakolda ağır işkence gördüklerini, ifadelerinin işkence altında alındığını söyleyen 5 genç, tutuklanarak hapse konuldu. Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen yargılamada sırasında da gördükleri işkenceyi sürekli dile getirdiler.
Yaralı olarak yakalanan Ş.Ç., mahkemedeki savunmasında diğer yargılananları önceden tanımadığını belirtti. Ş.Ç. şunları ifade etti:
“Beni vuran polisler ayakları ile yarama bastılar. Belimden yaralandım ancak dosyaya ayağımdan yaralandığım yansımış. 3-4 saat yaralı halde polis aracında bekletildim. Baygın haldeydim, 4 saat sonra hastaneye götürdüler. Hastanede 5-6 polis başımda durdu, saçımdan çekip tokat atıyorlardı. Ameliyata alındım. Ameliyattan sonra, polisler başımda bekliyorlardı. 17 gün hastanede kaldım, bu 17 gün boyunca beni ailemle tehdit ediyorlardı. Ailemin beni ziyaret etmesine izin vermiyorlardı. Polisler benden onların ajanı olmamı istiyorlardı”
Hastaneden çıkarıldıktan sonra Urfa TEM Şube’ye götürüldüğünü söyleyen Ş.Ç., burada yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Beni istedikleri şekilde ifade vermem konusunda, aileme kötü şeyler yapacaklarını söyleyerek tehdit ettiler. Emniyette avukatımın yanında ifade verdim ama bazı şeyleri polislerin baskısından dolayı unuttum. Avukat gittikten sonra ifademi alanlar dışarıya çıktılar. Odada beklerken maskeli 6-7 kişi içeri girdi ve ‘polisler gitti, DAİŞ geldi, şimdi seni kim kurtaracak elimizden’ dediler. Başıma torba geçirdiler. Beni bir yere götürdüler, nereye götürüldüğümü bilmiyorum. Ameliyattan yeni çıkmıştım, daha dikişlerim alınmamıştı bu şekilde işkence yaptılar”
Ş.Ç. tecavüze uğradığını şu şekilde anlattı:
“Dilim varmıyor ne söyleyeyim, insanlık dışı davranışta bulundular. Zor durumdaydım, ayakta bile duramıyordum. O halde bana her şeyi yaptılar.”
“İfadeyi biz yazdık, buna uyacaksın”
Yargılananlardan S.K. de mahkemedeki savunmasında emniyet ifadesinin işkence altında alındığını ifade etti. Evlerine baskın yapan polislerin başına torba geçirip işkence uyguladığını belirten S.K. lunları ifade etti:
“TEM'e götürdüler, yolda götürürken yumrukla, dipçikle vurdular. 4 gün boyunca bize korkunç işkenceler yaptılar. Aşağıda kamera olduğu için bizi üst kata çıkarıp, karanlık odada işkence yapıyorlardı. Dördüncü gün akşam yine beni yukarı çıkardılar. Biri ‘ben JİTEM’im, seni burada yok ederim’ dedi. Son gün JİTEM olduğunu iddia eden kişi ‘söylediklerimizi kabul edeceksin yoksa senin aileni perişan ederiz’ dedi. Polisler bana ‘savcılıkta vereceğin ifadeyi biz yazdık, buna uyacaksın’ dediler. Ben de polislerin baskı ve işkencesi nedeniyle bu şekilde ifade verdim. Sorgu ve savcılıktaki ifadelerimi kabul etmiyorum, mahkemenizdeki ifadem doğrudur”
Mahkemedeki savunmalarında işkence gördüğünü anlatan sanıklardan R.Ç. ise şunları dile getirdi:
“Beni TEM'e götürüp, orada işkence yaptılar. Kafama poşet geçiriyorlardı. Tam nefesim kesilip, artık öleceğim dediğim anda çıkartıyorlardı. Beni bir koridora uzattılar gelen giden tekmeledi. İnsanlık dışı işkenceler yaptılar. ‘Senin cesedini buradan çıkarırız’ dedi bir polis. Emniyetteki ifademi ancak 7 ay sonra ‘gizlilik’ kararı kalkınca öğrendim. Dilekçe vererek oradaki ifadelere itiraz ettim.”
İşkence gördüklerini söyleyen diğer iki kişi V.D. şube ve savcılıktaki beyanlarının baskı ve işkence altında alındığını belirtirken, S.A. ise olayla hiçbir ilgisinin olmadığını ifade etti.
Hepsine müebbet hapis
Yargılananların bu anlatımlarına rağmen 13 Şubat 2020’de kararını açıklayan Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 5 kişiyede “devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma”, “tasarlayarak, yangın, su baskını, tahrip,
batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs”, “tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla müebbet hapis cezaları verdi.
Avukatları, kararlara dair İstinaf Mahkemesi’ne yaptıkları başvurunun reddedilmesi üzerine itirazlarını Yargıtay’a taşıdı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı