Muş merkezde 16 Ekim gecesi bir kafeden çıkan S.Y., E.Ü. ve Ü.Ç. adlı gençler, polisler tarafından kimlik kontrolünün ardından alıkonuldu. Ruken Polat’ın Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberine göre gençler baroya başvuruda bulundu.
Muş Barosu’na yaşadıklarını aktaran S.Y., kimlik kontrolü yapan 4 polisin kendilerine hakaret edip saldırdığını söyledi. S.Y. şunları ifade etti:
“Civardaki aileler görüntülerimizi çektikten sonra polisler bizi sürükleyerek araca bindirdiler. Hatırladığım kadarıyla Ulu Cami civarında Bitlis Caddesi’nin oralarda Taşköprü’den geçip Soğukça köyüne girdik. Soğukça köyü çıkışı Kepenek köyüne varmadan, iki köy arasında aracı durdurdular. Orada hazırda bekleyen bir beyaz araba vardı. Araç durduktan sonra hakaretler eşliğinde, bize küfür ederek araçtan indirdiler ve İ.Ç., isimli arkadaşımızın ağzına tabanca namlusunu soktular. Sonra beni uzaklaştırıp yere yatırdılar, baş bölgeme, göğüs bölgeme, kasık bölgeme ve cinsel organlarıma fiziksel darbelerde bulundular.”
S.Y., içlerinden iki polisin cüzdanını ve telefonunu aldığını da sözlerine ekleyerek, “Uğradığımız işkence yaklaşık iki saat sürdü. 135 TL parama el koyuldu, kullandığım miyop gözlüğüm kırıldı ve telefonuma zarar verdiler” dedi.
Can güvenliğinden endişe duyduğunu dile getiren S.Y. şunları sözyledi:
“Başıma gelen herhangi bir olaydan Muş İl Emniyet Müdürlüğü, MİT ve TEM sorumludur. Bu yaşadığımız olay sebebiyle Muş Barosu ve İnsan Hakları Merkezi’nden hukuki yardım talep etmekteyiz.”
Aynı olayı yaşayan E.Ü. ise saatlerce işkenceye maruz kaldığını belirterek, ölümle tehdit edildiğini belirtti. E.Ü., içlerinde bir polisin söylediklerine dikkat çekerek, “Polis, ‘Biz daha önce 300’e yakın kişiyi kaçırdık buraya, birçoğu da boyun eğdi’ dedi” diye aktardı. Ağzına tabanca namlusu sokulan İ.Ç. ise şantaj, hakaret ve işkenceye maruz kaldıklarını anlattı.