Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Politbüro’nun kararıyla Eşbaşkan Lahor Şêx Cengî’nin tüm yetkileri alınarak, Eşbaşkan Bafil Talabani’ye devredilmişti. Şêx Cengî, YNK ile Goran Hareketi arasında Irak genel seçimlerine ortak katılım amacıyla kurulan “Kürdistan İttifakı Başkanlığı” görevinden de alındı. Bu görevin de Bafıl Talabani’ye devredileceği öğrenildi.
YNK ve Goran, 10 Ekim 2021’de gerçekleştirilecek Irak Parlamentosu seçimlerine ortak listede katılmaya karar vermiş, bu amaçla “Kürdistan İttifakı Listesi” ile seçimlere gideceklerini açıklamıştı.
Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Politbüro’nun 15 Temmuz’da yaptığı toplantıyla, Eşbaşkan Lahor Şêx Cengî'nin tüm yetkileri, diğer Eşbaşkan Bafil Talabani'ye devredildi. Toplantı sonuçlarının açıklanmasının ardından katıldığı bir etkinlikte konuşan Şêx Cengî, planın KDP tarafından hazırlandığını ve Türkiye tarafından işletildiğini söyledi. Cengî’ye “darbe” olarak yorumlanan bu plan, bölge siyasetinde de Türkiye ve İran tarafından devreye konulduğu tartışılıyor.
MİT Lahor’un bilgisini istedi
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Şêx Cengî’nin tüm yetkilerinin alınması, Kürdistan Demokrat Partisi’nin istihbarat örgütü Parastin’in eski üyesi Rêbaz Gerdî’nin, 22 Ocak’ta Tevda Press’e yaptığı açıklamaları yeniden gündeme getirdi. Gerdî, Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından Kıbrıs’ta tutuklandığını belirterek, Şêx Cengî’nin öldürülmesi planı yapıldığını söyledi. Plana dahil edilmesi için baskı altına alındığını dile getiren Gerdî, “MİT, ‘Bütün işlerini hallederiz, yeter ki bize Lahor hakkında bilgi ver ve işimizi gör. Sen istediklerimi ver, biz de senin işlerini hallederiz’ dediler. Lahor’un ne yaptığını, yanında kimlerin olduğuna dair bilgi istediler. Ama MİT’e bu konuda hiçbir bilgi vermedim” diye anlattı. Gerdî, devamında şunları söyledi:
“Kafama da silah dayayıp ses kaydımı alacaklarını söylediler. Ondan sonra bana transit bir uçak bileti kestiler, Katar üzeri Bağdat biletiydi. Beni deport ettiler. Türkiye’deki oturma izin belgemi de iptal ettiler. Katar’a vardığımda havaalanında bulunan güvenlik güçlerinin yanına gittim. Katar polisine olanları anlattım ve siyasi sığınma talebinde bulundum. Polisler pandemi olduğunu söylediler ama ona rağmen Türkiye’ye bu konuda bir mail atacaklarını söyledikten sonra, bana ‘Seni asla Bağdat’a göndermeyeceğiz’ dediler. Ardından havaalanının Güvenlik Müdürü yanıma geldi. Bana ‘Lübnan’a git’ dedi. Bana Lübnan bileti kesti ve Lübnan’a gitmeme yardımcı oldu.”
Güvenlik endişesi duyan Gerdî, “Eğer başıma bir şey gelirse veya öldürülürsem, parti (KDP), Parastin ve Barzani ailesi sorumludur” şeklinde konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı