Şaibeli 24 Haziran seçimlerinde AKP’ye iltihak eden MHP, o günden beri çete reislerini, azılı katilleri, tecavüzcüleri kapsayan bir af tartışması yürütüyor. Af tasarısını meclise sunan faşist parti, 16 yıldır hizmet ettiği AKP’nin desteği ile katilleri sokaklara salmaya hazırlanıyor. Belli ki, kriz koşullarında onlara daha çok ihtiyaç duyacaklar…
Azılı katilleri ‘fakir halk çocukları’ diye pazarlayan “yerli/milli” AKP/MHP koalisyonu, hak arayan işçileri ise zindanlara dolduruyor. Üçüncü Havaalanı inşaatında çalışan işçilerin vahşi kapitalizme karşı direnişe geçmeleri, sermayenin “yerli/milli” uşaklarını çileden çıkardı. Eli kanlı çete reislerini sokaklara salmak için çırpınan bu koalisyon, hak arayan işçileri ise zindanlara kapattı.
Sermayenin ‘demir yumruğu’ olan tek adam rejiminin bu iki icraatı, madalyonun iki yüzünden başka bir şey değildir. Bu kepazelik ancak din bezirganı AKP ile ırkçı-şovenizmin borazanı MHP’ye yakışır. AKP şeflerinin farklı telde çalıyormuş gibi yapmaları, ciddiye alınacak bir tutuma benzemiyor. Zira her iki parti sefil çıkarlar için diğerine muhtaçtır.
Bir ABD projesi olarak kurulan AKP ile 16 yıllık stepnesi MHP’nin “yerli/milli” söyleminin mahiyeti daha da belirginleşti: Dinci faşist zihniyetin başını çeken T. Erdoğan’la müritleri onuru ve emeği için direnen işçilerden nefret ederken, çete reisleriyle, katillerle, tecavüzcülerle “ruh ikizi” olduklarını bir kez daha ispatladılar.
Vurgulamak gerekiyor ki, onurlu işçi ve emekçilerin “yerli/milli” sermaye iktidarının bu “katil sever/emek düşmanı” karakterini göz önünde bulundurarak hareket etmeleri büyük bir önem taşıyor…