Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yeni politikalar:

Yeni uygulamalarla eğitim sistemi her geçen gün daha da ticarileştiriliyor ve gericileştiriliyor. Böylece işçi ve emekçi çocuklarının eğitim alma imkanı git gide sınırlanırken “alınabilen” eğitimin niteliği de düşüyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 05 Eylül 2014
  • 07:25

Dershaneler özel okul oluyor, eğitimde gerici uygulamalar arttırılıyor!

 

Sermaye devletinin temsilcisi AKP iktidarı, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması ile birlikte yeni bir döneme girdi. Bu “yeni dönem” için pek çok “yeni” düzenleme yapılmakta. Kuşkusuz ki bu düzenlemelerin hepsi de emperyalizmin, yerli ve yabancı sermayenin ve onların temsilcisi AKP iktidarının ihtiyaçları ve çıkarları doğrultusunda gerçekleşmekte. Bu yeni düzenlemelerden nasibini alanlardan bir tanesi de eğitim sistemi. Yeni uygulamalarla eğitim sistemi her geçen gün daha da ticarileştiriliyor ve gericileştiriliyor. Böylece işçi ve emekçi çocuklarının eğitim alma imkanı git gide sınırlanırken “alınabilen” eğitimin niteliği de düşüyor.

İmam hatip okullarının yaygınlaştırılması, ders müfredatlarında din derslerinin sayısının arttırılması gibi uygulamalarla eğitim bilimsellikten uzaklaştırılıp “itaatkar nesil” yaratmanın aracı haline getiriliyor. Eğitimin dinci-gericileştirilmesinin ise eğitim alanı da dahil olmak üzere tüm alanlarda neoliberal politikaların hayata geçirilebilmesi için önemli bir yerde duran ve sistematik bir şekilde uygulanan dinci gerici politikaların bir parçası olduğunu unutmamak gerekiyor. Sermaye devletinin dinci gerici politikalarının kapsamı ve amacı ise şu şekilde özetlenebilir:

“Dinci gericiliğin örgütlü bir kuvvet olarak toplum yaşamında etkin biçimde önplana çıkışında 12 Eylül gerçek bir dönüm noktası oldu. 12 Eylül ile birlikte bizzat 12 Eylülcüler (siz Amerika emperyalizmi olarak anlayın, çünkü yularları olduğu gibi ABD’nin elindeydi) islamı, dinsel gericiliği, genel olarak dini çok özel bir tarzda palazlandırdılar. Kuran kurslarının yaygınlaştırılması, yeni yeni imam hatip okullarının açılması, dinsel düşüncenin devletin eğitim, kültür ve propaganda aygıtlarıyla sistemli bir biçimde topluma pompalanması, din derslerinin zorunlu hale getirilmesi, Alevi köylerine bile camiler yapılması, dinci faaliyetler için Suudi Arabistan’dan gizli fonlar temin edilmesi demek olan Rabıta olayı, tüm bunlar 12 Eylül askeri faşist rejiminin icraatlarıdır. Çok özel bir programla, çok özel bir yönelimle devlet, arkasında Amerikan emperyalizmi ve egemen sınıf, dine ve dinsel gericiliğe geniş bir alan açtı. Bu aynı sürecin öteki yanı ise sosyal mücadelenin dizginlenmesi, devrimci akımların ezilmesi ve böylece burjuva gericiliğinin her türü için, özellikle de dinsel gericilik için meydanın düzlenmesidir.” (Türkiye’de dinsel gericilik - H. Fırat)

Yukarıdaki değerlendirmede de açıkça ortaya konduğu gibi bu politikalar hiç de AKP iktidarına has politikalar değil. Ancak AKP iktidarı, 12 Eylül döneminden beri sistematik bir şekilde uygulanan dinci gericiliği en üst düzeyde sahiplenmekte ve bu politikaları yaygınlaştırmaktadır. Bir bakıma iktidar olma ve iktidarda kalma başarısını(!) da bu şekilde sağlamaktadır.

 

Özel okullara teşvik artıyor, öğrenciler imam hatip liselerine yönlendiriliyor!

4+4+4 eğitim sistemi ile birlikte eğitim alanındaki politikalarını daha “planlı” bir hale sokan AKP iktidarı yeni okul döneminin başlamasına kısa bir süre kala planlarını da bir bir yürürlüğe sokmaya devam ediyor.

Milli Eğitim Bakanlığı “eğitimde fırsat eşitsizliğine son verme” adı altında teşvik paketini açıkladı. Neredeyse “teşvik”in tamamı “fırsat eşitsizliğine son verme” adı altında özel okullara ve bu okullara gidecek öğrencilere aktarılmakta. Kısacası sermaye devleti kamu kaynaklarını özel okul patronlarının önüne sermekte.

AKP-cemaat çatışması sonrasında “fırsat eşitsizliğine son verme” kılıfı ile ortaya atılan dershanelerin kapatılması kapsamında dershanelerin özel okullara dönüşmesi için de Milli Eğitim Bakanlığı gelen başvuruları kabul etmeye başladı. Bu okullara “temel lise” adını takan Milli Eğitim Bakanlığı adına müjdeyi veren Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci şu açıklamayı yaptı: “Dönüşüm programına kabul edilen bu kurumlar şimdi okul açmak için başvuruyorlar. Bu kapsamda, ilk dönüşüm okulu olmak için, temel lise olmak için hak kazanan Özel Bingöl Boğaziçi Temel Lisesi oldu. Lisemize onay verdik. Hayırlı olsun. Bu liselere her sınıf düzeyinde öğrenci kaydı alabilinecek.”

Bundan önceki eğitim-öğretim dönemlerinde olduğu gibi önümüzdeki yeni dönemde de Milli Eğitim Bakanlığı’nın en temel politikalarının bir ayağını eğitimin ticarileştirilmesi oluştururken bir ayağını da dinci gerici eğitim uygulamalarının yaygınlaştırılması oluşturuyor.

TEOG sonuçlarının açıklanmasının ardından skandallar da ortaya saçılmaya başladı. TEOG’da tercih yapmayan 134 bin öğrenci öncelikle imam hatip liselerine ve meslek liselerine yönlendirildi. Kimi öğrenciler ise evine kilometrelerce uzaklıkta okullara yerleştirildi. Böylece “normal” bir okula kaydolamayanların önüne “imam hatip” veya beğenmiyorsa “özel okul”a gitme özgürlüğü(!) konmuş oldu.

Ayrıca liselerin ardından orta okullarda da imam hatip okulları yaygınlaştırılmaya başlandı. “Vatandaşların yoğun talep ve istekleri doğrultusunda imam hatip ortaokulu şubeleri açılması planlandığı” gerekçesiyle, İstanbul Beykoz’da bulunan 45 ortaokulun tamamı bünyelerinde imam hatip şubesi açılabilmesi için Boğaziçi İmam Hatip Ortaokulu, Selahattin Karakaşlı İmam Hatip Ortaokulu ve Çavuşbaşı İmam Hatip Ortaokulu’na bağlandı.

Tüm bu uygulamalar AKP şefi Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildiği ve dinci-gerici AKP iktidarı adına yeni bir dönemin başladığı bu dönem de “eğitim alanı”nda dönüşümlerin son sürat devam edeceğini göstermekte. AKP iktidarı için eğitimi ticarileştirerek “sermayeye yeni rant alanları açmak” ne kadar önemliyse kuşkusuz ki gençliğin devrim ve sosyalizm mücadelesine yönelmesini engelleyecek ve beyinlerini uyuşturacak dinci-gerici eğitim uygulamalarını yaygınlaştırmak da o kadar önemli bir yerde duruyor. Bu tablo karşısında da eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim mücadelesini yükseltmek her zamankinden daha yakıcılaşıyor.