Geçtiğimiz hafta Barış İçin Akademisyenler oluşumu, “Bu suça ortak olmuyoruz” başlıklı bir metni imzaya açmış, sermaye devletinden kirli savaşın durudurulmasını talep etmişlerdi. Yayınlanan metnin ardından barış talep eden akademisyenler sermaye devletinin linç kampanyasının hedefi olmuş, Tayyip Erdoğan YÖK'e “gereğinin yapılması” talimatını verilmiş, dahası, mafya bozuntularının tehtitlerine maruz kalmışlardı.
Devlet tarafından yürütülen linç kampanyasına Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da katıldı. Çorum'da bir etkinliğe katılan Feyzioğlu, imza kampanyasını başlatan akademisyenleri hedef alarak “sözde aydın kalıntıları” dedi.
Konuyla ilgili konuşan Metin Feyzioğlu akademisyenler hakkında şunları söyledi: "PKK'ya bir cümlecik dahi aleyhte konuşmadan sürekli, ama sürekli Türkiye Cumhuriyeti'ne söz söyleyenleri mütakere döneminin işgal altındaki İstanbul'un sözde aydınlarının kalıntıları olarak niteliyorum"
Sermaye devletininin avukatlığına soyunan Feyzioğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti: "Şunu hep birlikte söylemek zorundayız; devlet yıkılırsa herkes, hepimiz altında kalırız. Devlet yıkılırsa ne adaletten, ne gelecekten, ne refahtan, ne insan haklarından, ne de aydınlık bir gelecekten söz edebiliriz. O halde devleti yıkmak isteyen herkese her güce karşı dev vücut olmak zorundayız...
Biz adalet mülkün temelidir diyen ve bunu iliklerimize kadar yaşayan avukatlar olarak devleti ayakta tutmanın mülke sağlam bir temel kazandırmanın vazgeçilmez şartının hukukun üstünlüğü olduğunu biliriz. O halde Türkiye’nin ve mesleğimizin en önemli sorunu hukukun üstünlüğünün sağlanmasıdır."
Barış İçin Akademisyenler: İmzalarımızın arkasındayız
Öte yandan sermaye devletinin linç kampanyasına maruz kalan Barış İçin Akademisyenler oluşumu, 13 Ocak’ta yayınladıkları bir açıklamayla imzalarının arkasında olduklarını duyurdu. Akademisyenler konuyla ilgili yaptıkları açıklamada şunları ifade etti:
“Öncelikle şunu belirtmek isteriz. “Bu Suça Ortak Olmuyoruz” isimli metnin imzacıları olarak imzalarımızın arkasındayız. Bize yöneltilen tüm hakaretler ve tehditlerle ilgili hukuki süreç başlatacağımızı bildiririz. Bu hakaretler ve tehditlere rağmen bize desteğini sunan öğrencilerimize, Eğitim-SEN, ÇHD, TODAP, Barış Bloğu, Barış İçin Edebiyatçılar ve diğer tüm kurum, kuruluş ve bireylere teşekkür ederiz.
Türkiye’nin dört bir yanında bu metne imza vermiş tüm akademisyenler ve araştırmacıların arkasında ve yanındayız. Metnimize gelen imzacı sayısı şu an itibarıyla 2000’i aşmış bulunmakta ve her saat artmaktadır. Aynı zamanda uluslararası alanda da fikir özgürlüğümüzü savunmak ve garantiye almak için akademik kurum ve kuruluşlarla dayanışmamızı sürdürüyoruz.”