Linç için “basit yaralama” denildi

Sakarya’da Kürt işçilere yönelik saldırıyla ilgili soruşturmayı yürüten savcılık, “halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek”ten kovuşturulmasına yer olmadığına kararı verdiği soruşturmayı sadece “basit yaralama” suçundan yürütecek.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 26 Aralık 2020
  • 21:15

Mardin’in Mazıdağı ilçesinden çalışmak için Sakarya’nın Kocaali ilçesine giden mevsimlik tarım işçileri, 4 Eylül günü yanlarında çalıştıkları arazi sahiplerinin ırkçı saldırısına uğradı. Saldırı anına ait görüntülerin kamuoyuna yansıması üzerine tepkilere neden olan olay, Sakarya Valiliği tarafından önce yalanlandı, ardından ise “eski bir vaka” olduğu ileri sürüldü. Maruz kaldıkları saldırı sırasında yaşadıklarını anlatan işçiler ise, saldırganların “Burası Mardin değil” diyerek kendilerini saldırıp, “yakmakla” tehdit ettiklerini dile getirdi.

Saldırının ardından Mazıdağı’na dönmek zorunda kalan işçiler, savcılığa verdikleri ifadelerinde  yaşadıklarını anlatıp, şikayetçi oldu. Bunun üzerine Kocaali Cumhuriyet Savcılığı, saldırganlar ile ilgili “basit yaralama” ve “halkı kin ve düşmanlığa sevk etme” suçlamaları ile soruşturma başlattı.

Mezopotamya Ajansı'ndan Ahmet Kanbal'ın haberine göre soruşturma devam ederken, işçileri köylerinde ziyaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “elim hadise” olarak tanımladığı saldırının takipçisi olacaklarını dile getirdi. Ziyaretinde saldırganlar adına özür dileyen Soylu, “Beraberliğimizi devam ettirirsek bize top değse bir şey olmaz” sözlerini sarf etmişti.

Fakat yaşananların üzerinden 4 ayı aşkın bir süre geçtikten sonra Kocaali Cumhuriyet Savcılığı, geçtiğimiz günlerde “halkı kin ve düşmanlığa sevk etme” yönünden kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Saldırganlara yönelik soruşturmayı sadece “basit yaralama” suçlaması üzerinden yürütülecek. Avukatlar ise, soruşturmanın “halkı kin ve düşmanlığa sevk etme” suçu yönünden yürütülmesi için savcılığa itiraz etmeye hazırlanıyor.

Mağdur işçilerden Remziye Demir, başından beri yaşadıkları olayın bir “ırkçı saldırı” olduğunu dile getirdiklerini ifade etti.

Bu nedenle savcılığın aldığı kararı kabul etmediklerini ifade eden Demir, saldırganların cezalandırılmasını istediklerini belirterek, “Yaptıkları saldırının yanlarına kalmasını istemiyoruz. Sonuçta bizim insanlarımız her zaman o taraflara çalışmaya gidiyor. Onların sahipsiz olduğunu sanmasın kimse. Bunlara ceza verilirse, bir daha kimse böyle bir şey yapmaya cesaret edemeyecek” dedi.

 Saldırının ardından köylerine gelen Bakanı Soylu’ya varana kadar çok sayıda bürokratın, yanlarında olduklarını dile getirdiklerini söyleyen Demir, “Şimdi sözlerini tutmalarını istiyoruz. Ama şu an yanımızda kimseyi göremiyoruz. Davamıza sahip çıkılmasını istiyoruz. Şimdi avukatlarımız ilgileniyor. Eğer adaletli bir ceza çıkmaz ise, insanlarımız oralara çalışmaya gittiklerinde rahat etmeyecekler” diye konuştu.

Sakarya’da saldırıya uğrayan T.D.’nin babası Hamdin Demir de soruşturmanın sadece “basit yaralama” yönünden devam ettirilmesine öfkeli. Demir “Saldırı kesinlikle ırkçı bir saldırıydı. Irkçılık yaptılar ama savcılık bu şekilde karar verdi. Avukatlarımız buna itiraz edecekler” ifadelerini kullandı.

Saldırının ardından köylerinde kendilerini ziyaret etmek isteyenlerin dahi engellendiğini hatırlatan Demir, şunları söyledi:

Sadece saldırganların hak ettikleri cezayı almasını istiyoruz. Başından beri olayın üstünü örtmek istediler. Vali çıkıp, saldırıyı yalanladı. Başka yetkililer saldırıyı yalanladı. Sonra ırkçı bir saldırı değil dediler. Ama başından beri saldırının ırkçı bir saldırı olduğunu biliyorlardı. Basına yansıdığında, çocuklarımız konuştuğunda en son saldırının olduğunu kabul etmek zorunda kaldılar.”

'Başından beri üstünü örtmek istediler'

Demir, saldırının ardından savcılığa ifade vermek için gittikleri jandarma karakolunda AKP’nin Mardin İl Başkanı ve milletvekilleri ile Mardin Valiliği’nden Mazıdağı Kaymakamı’na kadar birçok hükümet yetkilisinin yanlarına gelerek, kendilerine destek açıklaması yaptıklarını da hatırlattı. Buna rağmen bugün savcılığın almış olduğu kararın gerçek niyetleri ortaya çıkardığını ifade eden Demir, İçişleri Bakanı Soylu’nun da kendilerini ziyaret ederek, yanlarında olduğu yönünde söz verdiğini kaydetti.

 Demir, “Hatta bizden saldırganlar adına özür diledi. Biz o zaman da söyledik. Özür dilemesi gereken saldırganlardır. Saldırganlar hak ettikleri cezayı alırsa gerçek bir özür dilenmiş olacak. Adalet o zaman yerini bulacak. Başından beri herkes olayı kapatmak istedi. İçişleri Bakanının ziyareti de olayı kapatmak içindi. Savcılığın kararından da anladığımız olayın üstünü kapatacaklar. Basit bir saldırı diyerek kapatacaklar” dedi.

Kürt işçilerin gittikleri her yerde bu tür saldırılarla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Demir, “Ama kimse Kürt işçilere saldırdığı için ceza almıyor. Yaptıkları açık bir şekilde ırkçılık olmasına rağmen bunu gizleme telaşına düşüyorlar. Bu kararı kabul etmiyoruz. Avukatlarımız itirazlarını yaptıktan sonra savcının gerçek bir soruşturma yürütmesini bekliyoruz. Ama Türkiye’de adalet ne hale gelmiş görüyoruz. Herkes bunu görüyor. Daha dün Selahattin Demirtaş ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar verdi. Onu bile uygulamıyorlar. Avukatlarımızın itirazının kabul edilmesini umuyoruz” diye de ekledi.