Böbrek hastalığı nedeniyle diyalize girerek yaşamına devam eden iki çocuk babası Ahmet Emin Bilgin’e (52), 2011’de Göztepe’de Özel Medical Park Hastanesi’nde annesinin böbreği nakledildi. Ancak durumu ağırlaşan Bilgin, 4 ay sonra tekrar ameliyat olduğu hastaneye götürüldü. Testlerde, Bilgin’e AIDS hastalığına yol açan HIV bulaştığı tespit edildi.
Hürriyet’ten Fırat Alkaç’ın haberine göre, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaldırılan Bilgin, 3 gün sonra can verdi. sağlık bakanlığı incelemesinde, virüsün Bilgin’e ameliyatta verilen kandan bulaştığı tespit edildi. Müfettiş raporunda, “Virüs taşıyan kanın, 17 Mart 2011’de Kızılay’ca C.M. isimli donörden alındığı, bu kanın işlenmesi ile elde edilen taze donmuş plazmanın 15 Nisan 2011’de Kızılay tarafından hastaneye gönderildiği ve Bilgin’e verilmesiyle hastalığın bulaştığı...” denildi. Satu Bilgin, eşinin ölümünde hastane, Kızılay ve Sağlık Bakanlığı’nın kusurunun bulunduğu iddiasıyla 1 milyon 100 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açtı. Ailenin avukatı Sema Kılıç, dilekçede, “Satu Bilgin, kendisine de HIV bulaştığı düşüncesiyle çok büyük korku yaşamıştır. Bu korkunun en büyüğünü de çocuklar yaşamışlardır. Aile olayın medyaya yansımasıyla toplum dışına itilmiştir” dedi. Bakanlık savunmasında, kanın Kızılay’dan alındığını ve denetimlerin yapıldığını belirtiken, ameliyatın yapıldığı hastane, Kızılay’dan alınan kanın ölüme yol açtığını vurguladı.
Ancak en ‘ilginç’ savunma, HIV’li kanı veren Kızılay’dan geldi. Kızılay’ın avukatları, şunları söyledi: “Tıpta bu tür olaylar ciddi ve istenilmeyen olay akışı olarak adlandırılır. Bunun anlamı, her türlü tedbir alınmasına rağmen, tıpkı bir doğa olayı gibi ortaya çıkabilecek sonuçlar olmasıdır. Burada kurum çalışanlarının kusurundan bahsedilemez, sadece bilimin kusurundan söz etmek mümkündür. Güvenli kan temini için kan bağışçı tarafından doldurulan Kan Bağışçı Sorgulama Formu’nda ‘evet’ yada ‘hayır’ olarak cevaplanan sorular, kan yoluyla bulaşıcı hastalıklar ve kan bağışçısı için risk oluşturabilecek durumlar ayrıntılı olarak sorgulanmaktadır. Bağışçının yanıltıcı ifade vermesinde kurumun kusuru yoktur.”
Ahmet Emin Bilgin’in ailesi tazminat davasının yanısıra, Sağlık Bakanlığı, Kızılay ve Özel Medical Park Hastanesi hakkında ceza davası için de suç duyurusunda bulundu. Olayın meydana geldiği tarihten itibaren iddianame hazırlamak için savcılığın delil topladığını belirten Bilgin’in avukatları “Hukuk mahkemesinde süren tazminat davalarının yanında bir de ceza davası var. Bunun iddianamesi aradan geçen iki yıla rağmen hâlâ tamamlanamadı. Şu anda savcılık Adli Tıp Kurumu’ndan gelecek raporu bekliyor. Raporun ardından iddianamenin tamamlanması bekleniyor” dedi.
Hayatını kaybeden Ahmet Emin Bilgin’in eşi Satu Bilgin sürecin takipçisi olacaklarını belirterek şunları söyledi: “Ameliyatın ardından fenalaşınca hastaneye geri gitti. Doktorlar bizi hep geri göndermeye çalışıyorlardı. Bize hiç bilgi vermiyorlardı. Eşimin HIV taşıdığını öğrendiğimizde ne yapacağımızı şaşırdık. Hep eşim keşke böbrek yetmezliğinden ölseydi de HIV’den ölmeseydi dedim. Şimdi eşimin ölümünden sorumlu olan herkes hakkında dava açtık.” Kızı Zeynep Bilgin ise babasının ölümünden sonra zor günler geçirdiklerini anlatarak “Babama kan verilmeden önce detaylı incelemeler yapılması gerekiyordu. Babam ihmaller sonucu öldü. Sorumlular cezasını çeksin” dedi.