Koronavirüsle mücadele kapsamında aşılama süreci devam ederken, aşılama oranlarında bölgeler arasında oluşan fark dikkat çekici. Kürt illerinde aşılama oranlarının, diğer bölgelere ve Türkiye ortalamasına göre çok düşük olduğu görülüyor. Veri analisti Özkan Soytürk’ün 26 Haziran verileri üzerinden yaptığı analize göre, Türkiye’de aşılamanın en az yapıldığı iller şöyle sıralanıyor: Şırnak, Urfa, Siirt, Bitlis, Mardin, Muş, Hakkâri, Diyarbakır, Batman, Bingöl, Ağrı, Iğdır, Van.
Şanlıurfa Tabip Odası Başkanı Dr. Osman Yüksekyayla BirGün’e yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
“Bu durumu diğer alanlarda da göze çarpan eşitsiz tablodan, bir diğer ifadeyle ‘bölgesel geri bırakılmışlık’tan bağımsız değerlendirmek doğru değil. Bölge illeri sağlık hakkına erişim, eğitimde fırsat eşitliği, üniversite başarısı gibi birçok alanda yapılan sıralamalarda da genellikle son sıralarda yer alıyor.
Öte yandan bölgede yaşlı nüfusun oranı, Türkiye ortalamasının altında. Bu illerde genç nüfusun daha fazla. Aşılama oranlarının düşüklüğünde bu durum da etkili diye düşünüyorum. Şimdi aşılama yaşı 18’e indi. Belki daha sağlıklı bir değerlendirme için bir iki hafta beklemek gerek. Oran artacak mı, göreceğiz.”
“Mevsimlik işçiler aşıya ulaştı mı,bilmiyoruz”
Bir diğer etken de mevsimlik tarım işçiliği. Aşılamanın son bir ayda hız kazandığına dikkat çeken Yüksekyayla, “Öncesinde on binlerce insan mevsimlik tarım işçisi olarak diğer illere göç etti. Çadırlarda kalan ve sağlık hizmetlerine erişimleri zor olan bu insanların ne kadarı aşılandı, bilemiyoruz” diye konuşuyor.
Yüksekyayla, aşılama oranının düşüklüğünde en önemli etkenin ise ‘aşı tereddüdü’ olduğunu söylüyor. Bölgede çok yaygın olan bu tereddüdün kaynağında; aşıyla ilgili yayılan (kısırlık yapıyor vb.) yalan yanlış bilgiler, geçmiş dönemde aşı randevularında yaşanan sıkıntılar ve aşının temininde yaşanan karmaşa, insanlara aşının önemini anlatacak bir kampanyanın yapılmayışı gibi birçok faktör bulunuyor.
Aşı tereddüdüne karşı ekipler
Urfa’da bugün sağlık kurumlarının kapasitesi, aşı randevuları, aşı temini konusunda hiçbir sorun yaşanmadığını vurgulayan Yüksekyayla, bölgede aşılama oranının yükselmesi için yapılması gerekenleri ise şöyle sıralıyor:
“Bakanlık ve illerin sağlık müdürlükleri, bölgedeki sivil toplum kuruluşlarını, meslek odalarını da işin içine katarak acilen seferberlik ilan etmeli. Bir ara aşı timlerinin oluşturulduğu söylenmişti; ama biz o timleri hiç görmedik. Aşı tereddüdüne karşı ekipler oluşturulmalı, bu ekipler gerekirse köy köy dolaşarak aşının önemini insanlara kendi anadillerinde anlatmalı.”
Esas etken güvensizlik
Diyarbakır’da görev yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya da bölgedeki aşılama oranlarının düşüklüğünde en önemli etkenin ‘güvensizlik’ olduğu görüşünde ve şunları ifade ediyor:
“Hem aşıya hem de devlete karşı güvensizlik var. Çünkü salgın döneminde insanlara güven veren bir politika güdülmedi. Yurttaşların güvendiği demokratik kitle örgütleri, meslek odaları işin içine katılmadı. Bilgilendirme yapılmadı.”
Mültecilere ve mevsimlik tarım işçilerine yönelik özel bir çalışmanın yapılmadığına da dikkat çeken Yerlikaya, “Şimdi acilen yapılması gereken; bölgesel farklılık gözetilerek, yerel dinamiklerle mutlaka işbirliği yapılarak anadilde bir iletişim çalışması ve aşı kampanyası yürütülmesi” ifadelerini kullanıyor.