Kırıkkale Hapishanesi’nde “sakıncalı kitap” yasağı

Kırıkkale F Tipi Hapishanesinde kalan Resul Kocatürk'ün kaleme aldığı “Tımarhanede 22 gün-çarmıhtaki hasta mahpuslar” adlı kitabı “sakıncalı” olduğu gerekçesiyle kendisine verilmedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 11 Nisan 2024
  • 15:30

28 yıldır tutuklu bulunan Resul Kocatürk'ün kaleme aldığı kitap kendisine verilmedi.

Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutulan Kocatürk, gazeteci ve yazar Hüseyin Aykol’a gönderdiği mektubunda yaşadığı durumu anlattı. Kocatürk, hapishane idaresinin “Tımarhanede 22 Gün-Çarmıhtaki Hasta Mahpuslar” adlı kitabına el koyarak, kendisine vermediğini aktardı. 

Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Kocatürk, mektubunda şunları belirtti:

“İstanbul-Bakırköy ‘hastane’ hapishanesinde tutulduğum 22 gün boyunca karşı karşıya kaldığım uygulamaları ve tanıklıklarımı yazmış olduğum ‘Tımarhanede 22 Gün-Çarmıhtaki Hasta Mahpuslar’ isimli, Ocak 2024’te 1. baskısı yapılan kitabıma Kırıkkale F Tipi Hapishane idaresi tarafından el konuldu. ‘Sakıncalı’ bulunarak el konulan bu kitabım, 2021 yılından itibaren 1. baskısının yapıldığı Ocak 2024 tarihine kadar en az altı defa F Tipi Hapishane Mektup Okuma Komisyonu'nun denetiminden geçti ve her defasında bütün sayfaları ‘görülmüştür’ mührü basılarak onaylandı.” 

Yayınevi tarafından gönderilen prova baskısının da “Hapishane Eğitim Birimi” denetiminden geçtiği ve kitaba “okunmuştur” mührü vurulduğunu aktaran Kocatürk şöyle devam etti:

“Defalarca kez denetimi yapılan ve herhangi bir sorun görülmeyen kitabım basılıp geldikten sonra hapishanenin aynı yöneticileri ve memurlarından oluşan Eğitim Kurulu tarafından 'sakıncalı’ görülerek el konuldu.”

Kocatürk, kitabının kendisine verilmemesi gerekçesine dair de şunları belirtti:

“El koyma gerekçesinin esası ‘Hükümlünün iyileştirilmesi amacına ulaşmayı zorlaştırılmasıymış.’ Görünen o ki ‘üst akıl’ kendi yazdığım kitabı okursam kafamın karışacağına hükmetmiş ve beni benden korumak gibi eşi benzeri görülmemiş bir karara varmış. Tam bir Aziz Nesinlik hikâye diyeceğim ama o da muhtemelen ‘bu kadar da olmaz’ deyip, şaşırır kalırdı bu işe. Neresinden bakarsak bakalım, hukuk dışı trajikomik (ya da absürt mü demeliydim bilemedim) bir durumla karşı karşıyayız. Üzerlerine kilit vurulmuş insanların yasal haklarını eğip bükerek işlevsiz hale getirip mağduriyet bir yönetimin baskısı altındayız. Basılan ilk kitabımı elime almak bir yana kapağını dahi görebilmiş değilim maalesef.”