Diyarbakır'da katıldığı 2017 Newrozu’nda Kemal Kurkut'u silahıyla vurarak öldüren polis Y.Ş. hakkında açılan davanın 3’üncü duruşması Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Geçtiğimiz günlerde dava dosyasına delil olarak giren bir görüntüde, Kurkut’un öldürülmesine dair olay yerinde görevli polislerden birinin “Adamı vurmaya gerek yok ki” şeklindeki sözlerinin yer alması nedeniyle gözlerin çevrildiği dava duruşmasına sanık polis Y.Ş. ve avukatı katılmadı.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Kurkut'un annesi Secan Kurkut ve kardeşi Ferhat Kurkut ile avukatlarının hazır bulunduğu duruşmayı, yine 2013 yılında Lice’deki kalekol protestoları sırasında askerlerce açılan ateşle öldürülen Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım ve HDP Diyarbakır milletvekilleri Saliha Aydeniz, Selçuk Mızraklı, Semra Güzel, Dersim Dağ’ın yanı sıra HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Mehmet Şerif Çamcı takip etti.
Heyet değişikliğinin yaşandığı dava duruşmasına önceki duruşma zabıtlarının okunmasıyla başlandı. Kemal Kurkut'un vurulmasına neden olması muhtemel atışın nereden yapıldığına dair, dava dosyasının gönderildiği İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan (ATK) talep edilen raporun kurum tarafından henüz gönderilmediğinin heyet tarafından belirtilmesi ardından mağdur müdafilerin savunmalarına geçildi.
Yalçındağ: Cezasızlık politikası devam ediyor
İlk sözü alan Avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, "Bu dosyada ve benzeri yaşam haklarının ihlal edildiği dosyalardaki bütün amacımız delillerin tam olarak toplanması ve gerçeğe ulaşmaktır. Bu topraklarda başka insanların öldürülmemesi için adil yargılanma yapılması gerekmektedir" dedi.
Yalçındağ, devamında şunları söyledi: "İşlenen cinayete dair bilirkişi raporunun sonuç kısmında yapılan belirlemelere ve dosyadaki netliğe rağmen sanığa ilişkin tutuklama talebimiz reddedilmektedir. Olay yerine ait incelenen 118 video görüntüsünden Kurkut’un ölümüne yol açan kurşunların 3 şahsa işaret etmekte. Ancak bu 3 şahsın ikisi tanık olarak dahi dinlenilmemiştir. Bir zaman sonra bu kolluk görevlilerinin tahini çıkıyor. Potansiyel olarak her an sanık durumuna düşecek tanıkları dahi dinleyemedik."
Cezasızlık politikasına bir kurban daha vermek istemediklerini belirterek, “Kolluğun işlediği suçlara ilişkin cezasızlık politikası devam ederse, başka çocuklarımızın aynı akıbete uğramayacağının garantisi olmayacaktır” diyen Av. Yalçındağ, tanıklar hakkında zorla getirilme kararı verilmesini istedi.
Aktar: Kendimizi nasıl güvende hissedeceğiz
Avukat Mehmet Emin Aktar da yaptığı savunmada, sanık polisin tutuklanması yönündeki taleplerini her duruşma dile getirmeye devam edeceklerini söyledi.
Cezasızlık politikası sürdüğü için bu taleplerini tekrarladıklarını ifade eden Aktar, “Cezasızlık politikası sadece bu topraklarda uygulanmaktadır. Kameraların gözü önünde işlenen bir cinayetten söz ediyoruz. Bu kentte binlerce silah kullanma yetkisine sahip kamu ajanı bulunmaktadır. Cezasızlık politikası davam ederse biz kendimizi nasıl güvende hissedeceğiz. Bu toplum adına, adaletin gerçekleşmesi adına tutuklama talep ediyoruz" dedi.
Tutuklama kararı çıkmadı
Avukatların ardından iddia makamı da, eksik hususların giderilmesi talebinde bulundu. Ara kararını açıklayan Mahkeme heyeti ise, sanık polis Y.Ş.’ye dair tutuklama taleplerini reddetti.
İstanbul ATK'den talep edilen raporun ulaştırılması için yeniden yazı gönderilmesini kararlaştıran heyet, avukatların tanık olarak dinlenmesini istediği polislerin tespit edilmesi için Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına karar vererek, bir sonraki duruşmayı Aralık ayına erteledi.
Adliye önünde tepki gösterdiler
Görülen duruşma sonrası adliye binası önünde HDP Milletvekili Selçuk Mızraklı açıklama yaptı. Mızraklı, “Tahir Elçi ve Kemal Kurkut'un katledilmesinde olduğu gibi kameraların önünde işlenen cinayetlerde bugün yine bir kez daha mahkemelerde kovuşturmanın güçlü bir şekilde yapılmadığına tanık olduk. Sıradan diyebileceğimiz olaylarla tutukluluk veren mahkemeler, sistem, kamu güvenlik aygıtı ve kamu ajanları söz konusu olduğu zaman, tam bir vurdum duymazlık, görmezlik içerisine girip, işlenen hukuksuz fiili adeta perdeleme davranışına giriyor” dedi.
Sanık polis hakkında tutuklama kararı verilmemesini eleştiren Mızraklı, adaletin ve hukukun yerini bulması için bu davaları takip etmeyi sürdüreceklerini ifade etti.