ÇHD (Çağdaş Hukukçular Derneği), 43 işçinin hayatını kaybettiği Amasra Katliamı dosyasının ek bilirkişi raporuna dair açıklama yaptı.
ÇHD, bugüne dek 8 celsenin görülerek toplamda 18 gün süren duruşmalarda 300’den fazla tanık ve mağdurun dinlendiğini hatırlatarak dosya sürecine dair şunları dedi:
“Yine dosyaya gelen ocak içi telefon görüşmelerinin çözümlenmesi neticesinde; İşletme Müdürünün talimatı ile üretimin durmaması için grizu patlamasına karşı alınan tedbirlerin devreden çıkarıldığı, iş Güvenliği Şube Müdürünün talimatı ile metan sensörlerinin seviyelerinde oynama yapılarak ortamdaki metan seviyesinin düşük gösterildiği, çalışmanın durdurulması gereken riskli koşullarda işçilere çalışmaları yönünde talimat verildiği ve üretim için işçilerin canlarının yok sayıldığı somut olarak tespit edilmiştir”
“Tehlikeli” olduğu gerekçesiyle olayın araştırmasının engellendiğine ve “tehlikeli” denilen ocakta işçilerin çalıştırıldığına tepki gösteren ÇHD şunları dedi:
“İki farklı bilimsel rapor ile; olayın meydana geldiği koşulların araştırılması için olay yerinde yapılması gereken keşif işlemine başlanabileceği ifade edilmiş olmasına karşın Amasra Müessesesi tarafından ocağın açılmasının "tehlikeli" olduğu belirtilerek keşif hazırlıklarına başlanmamıştır! Maden ocağını 43 işçiye mezara çeviren TTK yetkilileri, keşif işlemini tehlikeli bulduklarını söylerken, ocağı yeniden açmış ve üretime başlamıştır. Katliamın ilk günlerinden beri hem sanıkların hem mevcut Müessese yetkililerinin delil karartmaya çalıştığını söylüyorduk; maddi gerçeğe ulaşma çabalarının bizzat Müessese yetkilileri tarafından engellenmesi bu konudaki haklılığımızı bir kez daha göstermiştir.
Mahkemece, keşfin yapılamaması ihtimali gözetilerek 8 Mayıs 2024 tarihinde soruşturma aşamasında görev yapan bilirkişilerden ek rapor talep edilmiştir. Aradan geçen 5 aylık sürede bilirkişilerce iki kere süre uzatımı talep edilmiş ve 16 Ekim 2024 tarihinde hazırlanan "ek rapor" dosyaya sunulmuştur”
ÇHD, “Metinde yetki alanlarının teknik konularla sınırlı olduğunu ifade etmelerine rağmen olayda kasıt unsuruna rastlamadıklarına dair hukuki görüşe de yer verilmiştir” dedi.
Dosyanın kovuşturma sürecinde sorumluların bilirkişilere yanıltıcı teknik bilgiler verdiği söyleyen ÇHD, böylelikle raporda yer alan teknik bilgilerin ve planların gerçeği yansıtmadığının anlaşıldığını belirtti.
İhmallerin, “kusur, hata, eksik uygulama” olarak değerlendirmesinin mümkün olmadığını vurgulayan ÇHD şunların altını çizdi:
“Bartın Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen yargılama sürecinde, sanıkların; tespit edilen, riskleri giderecek altyapı çalışmaları yapılmadan daha fazla üretim için işçileri tehlikeli koşullarda çalıştırdıkları ve mevcut tehlikelere karşı alınan tedbirleri üretimi aksatması nedeniyle devre dışı bıraktıkları somut deliller ile ortaya konmuştur. Ortaya çıkan gerçekler karşısında işverenin üretimi ön planda tutarak işçi canını yok sayan kasıtlı tercihlerini ‘kusur, hata, eksik uygulama’ olarak değerlendirmek mümkün değildir! Yaşam hakları ellerinden alınan 43 madenciye adalet aradığımız bu dosyada, meslek etiğiyle, bilimle ve hukukla bağını koparmış kişilerin katliamın sorumlularını aklayacak müdahalelerine izin vermeyeceğiz. Amasra Maden Katliamında sorumluluğu tespit edilen tüm şüpheliler yargı önünde hesap verene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz!”