CHP kontenjanından RTÜK üyeliğine seçilen İlhan Taşcı, AKP’nin demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile ilgili reform söylemine dikkat çekerek, asıl reformun “sansürün merkezi” konumundaki RTÜK’te yapılması gerektiğini kaydetti.
BirGün'den Hüseyin Şimşek'in haberine göre Taşcı, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’e yönelik hazırladığı 10 maddelik metinde, karartma cezasının kaldırılması, Üst Kurul gündemini RTÜK Başkanı’nın tek başına belirleme keyfiyetine son verilmesi ve AB hedefi doğrultusunda RTÜK mevzuatının güncellenmesi çağrısında bulundu. İktidarın toplumda reform beklentisi oluşturduğuna işaret eden Taşcı, “Samimi olup olmadıklarını göreceğiz. RTÜK’te önce düşünsel ardından da yasal reformlar zorunludur” dedi.
Öncelikle Ebubekir Şahin reformu
“Öncelikle Ebubekir Şahin’in tutum, davranış ve ekranlara bakışında reforma gereksinim vardır” diyen İlhan Taşcı, RTÜK’te siyasi etkiden arınmış, Anayasa'da belirtildiği gibi özerk, tarafsız ve demokratik bir yapı oluşması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
*RTÜK'ün gündemini belirleme yetkisi 6112 Sayılı Yasa ile RTÜK Başkanı'na verilmiştir. Gündem, başkanının inisiyatif ve keyfiyetine terk edilmiştir. Başkanın istemediği hiçbir dosya, Üst Kurul gündemine getirilmemektedir. Bu uygulamaya son verilerek, heyet halinde çalışan kurulda ortak akla başvurulmalıdır.
*Uzmanlar, talimatla raporlar hazırlamaktadır. Bu uygulama acilen terk edilerek, uzmanların hiçbir etki altında kalmadan özgürce denetim raporu hazırlama koşulları sağlanmalıdır.
*Yayınlarla ilgili şikâyetler, kimi zaman siyasi, kimi zaman belli yayıncıları koruma refleksiyle raflarda uyutulmaktadır. Yıllarca hiç gündeme dahi alınmayan şikâyetler bulunmaktadır. Her türlü şikâyet, Üst Kurul gündemine getirilmeli ve kararı tek başına Başkan değil; Üst Kurul vermelidir.
*RTÜK Yasası’ndaki “Yayın Hizmeti İlkeleri” son derece geniş ve öznel ölçütler içermekte olup kişinin düşüncesine göre yorumlanmaya açıktır. Yayın ilkeleri açık, net ve kişilere, siyasal bakış açılarına göre değişmeyecek kadar nesnel olmalıdır.
*Yayın ihlalinin belirli aşamalarında televizyonların ekranları karartılabilmektedir. Gelişmiş demokrasiye sahip ülkeler bu yaptırımı uygulamamaktadır. Çağdışı bu uygulamadan vazgeçilmelidir.
*Türkiye’nin ileri demokrasilerdeki çok sesli ve özgür yayıncılığı yakalayabilmesi için RTÜK, AB mevzuatındaki gelişmeleri gözlemleyerek, yasasını günün koşullarına uygun hale getirmelidir.
*Kamu spotları ve öncelikli yayınlar tamamen siyasi iktidarın propaganda ve reklam çalışmasına dönüşmüştür. Yayıncılar da zor durumda bırakılmaktadır. 'Öncelikli yayın' yükümlülüğü tamamen kaldırılmalıdır.
*‘Kızakta tutulan’ yetişmiş yaklaşık 100 personel, uzman oldukları dairelerde aktif olarak görevlendirilmelidirler.
*Liyakatin göz ardı edilip, sadakatin öncelendiği atamalar durdurulmalı.
*Yayın ihlali nedeniyle eğitsel ve kültürel amaçlı filmlerin ‘ceza’ olarak yayınlattırılması, toplumsal gelişim açısından tezatlık oluşturmaktadır. Bu uygulama son bulmalıdır.