İstanbul ’da kamera görüntülerine ve bilirkişi raporuna göre, iki polis tarafından tartaklanan ve kayıtdışı şekilde nezarethaneye konan avukat Bülent Kurt polisten, polis de Kurt’tan şikâyetçi oldu. Polislerin şikâyeti üzerine savcılık, bilirkişi raporuna baktı. “Direnme eyleminin gerçekleştirildiğine dair delil elde edilemediği gibi bir kanaatin de oluşmadığı”nı kaydeden savcı, Kurt hakkında kovuşturma izni verilmemesini istedi. Buna rağmen Adalet Bakanlığı, yalnızca bir tanığın, kameralar ve bilirkişi raporuyla doğrulanmayan ifadesine istinaden, ‘polise direnme’ iddiasıyla kovuşturma izni verdi. Kurt hakkında Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi ’nde dava açılırken şikâyet ettiği polislerle ilgili soruşturma ise hâlâ sürüyor.
Şanlıurfalı iki amcaoğlu Ali ve Ahmet Sarıkaya, 22 Eylül 2010’da park sorunu nedeniyle polisle tartıştı. Ahmet Sarıkaya’ya göre polislerden biri, “Siz vatan hainisiniz, hepinizin a... k...” dedi. Sarıkaya da “Urfalıyım diye terörist miyim?” diye karşılık verince Aksaray Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi’ne götürülen kuzenler için ‘polise direnme’ iddiasıyla işlem yapıldı. Kuzenler de Avukat Bülent Kurt’u çağırdı.
Kurt karakola girerken polis Ramazan Savaş, “Nereye gidiyorsun lan!” dedi. O da “Bu şekilde hitap edemezsin” dedi. Kurt kimliğini çıkarırken, etrafı polislerce sarıldı. Bir polis Kurt’u iterken, polis Evren Savaş yumruk attı. Kurt dışarıya çıkmak isteyince çembere alındı. Kolundan çekilerek içeriye sokuldu. İçeride, tartaklama sürdü. Ardından kayıtdışı şekilde nezarete kondu. 10 dakika bekletilen Kurt, serbest bırakıldı. Kurt polislerden, polisler de avukattan şikâyetçi oldu.
Polis Ramazan Savaş ifadesinde, Kurt’u durdurma gerekçesini, “Polise karşı artan terör saldırılarına karşı tedbirli davranarak, belindeki çantanın bomba olabileceğinden kuşkulandım” diye açıkladı. Kurt’un “Erkekseniz bana dokunun” dediğini öne süren Savaş, “Arkadaşımın boğazına sarıldı” dedi. Kurt’un ‘yoldan geçenleri galeyana getirmek istediği’ni savundu.
‘Karakolu teröre hedef gösterdi’
Kurt’un darp edildiği iddiası Fırat Haber Ajansı tarafından haberleştirilince polis harekete geçti. Savcılığa gönderilen yazıda, ajansta çıkan PKK hakkındaki haberler alt alta konup “Sitenin terör örgütünün propagandasını yaptığı, eylemlere ilişkin talimat niteliğinde haberler yayımlandığı” ileri sürüldü. Ardından konu, Kurt’un siteye verdiği demece getirilip “Kurt’un soruşturma sonuçlanmadan polis merkezimizi açıkça yargıladığı ve terör örgütlerine hedef gösterdiği görülmüştür” denildi. Ardından Savcı Mehmet Ocak, soruşturma kapsamında, karakolun kamera kayıtlarını bilirkişiye verdi. Bilirkişi raporunda “Bir polisin Kurt’u dirseğinden tutup ani hareketle kendisine dönmesini sağladığı, iki eliyle Kurt’un göğsüne vurarak iteklediği, bu hareket üzerine Kurt’un itekleyen polisin boyun kısma hamle yaparak itmeye çalıştığı, itiş kakışın yaşandığı, Kurt’un kolundan çekmek ve itmek suretiyle müdahalede bulundukları, yüzüne vurdukları” ifade edildi.
Savcı Ocak, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne yazdığı 19 Kasım 2012 tarihli yazıda, “Direnme eyleminin Kurt tarafından gerçekleştirildiğine dair delil elde edilemediği gibi bu konuda kanaatin de oluşmadığı” için kovuşturma izni verilmemesini istedi. Fakat Ceza İşleri Genel Müdür Vekili Metin Kıratlı, 31 Aralık’ta, kovuşturma izin verdi. Kurt hakkında Evren Akbaş ve Ramazan Savaş adlı polislere direndiği savıyla Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Buna karşın iki polis hakkındaki şikâyete ilişkin soruşturmanın sürdüğü öğrenildi. Kurt’un savunmak için geldiği Ahmet ve Ali Sarıkaya’nın 5 polise ‘direndikleri ve hakaret ettikleri’ iddiasıyla ilgili dava beraatle bitti. Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi, geçen yıl da er Ahmet Koca’nın dövülmesiyle gündeme gelmişti.
Radikal / 02.04.13