Kapitalist barbarlık bir avuç asalak burjuva haricinde insanlığın tamamına açlık, sömürü ve sefaletten başka bir şey vermiyor. Bir yandan da burjuvazinin çıkarları doğrultusunda doğayı katlediyor, ekolojik dengeyi altüst ediyor. Kapitalist barbarlığın ekolojik dengeyi altüst edişine dair en güncel örnekler ise, dünyanın dört bir tarafından gelen kuraklık haberleri.
Brezilya’da kuraklıktan 11 eyalette 142 kentte yaşayan 6 milyon kişinin etkilendiği belirtiliyor. Son 20 yılın en düşük su seviyesinin yaşandığı Brezilya’da 100’den fazla kentte su karneye bağlanmış durumda. Sao Paulo eyaletinin Itu kentinde bazı mahallelere üç günde bir sadece 13 saat su verilebilmiş.
Türkiye’de de uzmanlar kuraklık alarmı veriyor. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “Son zamanlarda yaşanan su kesintileri arızalardan dolayı. Kuraklıktan kaynaklanan su kesintisi olmuyor. Yaz aylarında da İstanbul’da su kesintisi ya da problemi yaşanmayacak” dese de İstanbul’da barajlarda doluluk oranının yüzde 30’lara gerilediği biliniyor. İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan 10 barajın doluluk oranının son 10 yıldaki ikinci en düşük seviyeye indiği ifade ediliyor. Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSU) Genel Müdürü İlhan Bayram ise Kocaeli için 15 günlük su kaldığını ifade ederken, Gıda, Tarım ve Havyancılık Bakanı Mehdi Eker şu değerlendirmeyi yaptı: “Bugünlerde de Türkiye, yine endişe ile izlediğimiz şiddetli bir meteorolojik kuraklık yaşıyor. Dileriz, umarız ve dua ederiz ki bu önümüzdeki haftalarda son bulur.”
Bakan sorunun çözümünü Allah’a havale ederken İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği ve Afet Yönetim Merkezi’nden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu kuraklık karşısında devlet tarafından hiçbir önlem alınmadığını belirtmekte ve şu değerlendirmeyi yapmakta:
“43 ayrı kamu kurumunun yetki sahibi ve su yönetimi tek elden idare edilmiyor. Kuraklık, ortaya çıkınca ancak fark edilebiliyor. Meteoroloji mühendislerinin bulunmadığı büyükşehir belediyelerinde su bütçesi yapılmıyor, bu yüzden açık verildiği zaman hangi önlemlerin alınacağı bilinmiyor. Bu önlemler, ancak kuraklık mücadele planlarıyla belirlenebilir. Örneğin, İstanbul’da barajlarda yüzde 10’luk bir açık olduğunda bu açığın giderilmesi için bir plana ihtiyaç var. Ancak maalesef risk yönetimi konusunda ihmaller var.”
Dünyayı kapitalist barbarlıktan kurtaracak tek yol var!
Rant uğruna ormanların katledilmesi, su rezervlerinin yok olması, yer altı ve yer üstü zenginliklerinin geri dönüşü olmayacak şekilde talana uğraması, masraftan kaçmak için arıtması yapılmayan tehlikeli sanayi atıklarının doğaya salınması, emperyalist savaşlarda kullanılan nükleer silahların yarattığı tahribatlar derken kapitalist barbarlık tüm dünyayı hızlı bir şekilde yokoluşa sürüklemekte. Kapitalizmin yarattığı tahribat dünyadaki çöl alanlarının yarısına yakın bir bölümünün son iki yüzyılda oluşmasında kanıtlanmakta. Kuşkusuz ki bugün çalan “kuraklık alarmı” bu tablodan bağımsız değil. Kuraklık alarmı karşısında bu sorunu yaratanlardan çözüm beklemek açık bir saflık olacağına göre geriye söylenecek tek söz kalıyor: “Ya barbarlık içinde çöküş ya sosyalizm!”