KESK Şubeler Platformu’nun KHK ve ihraçlara karşı eylemleri 248. hafta eylemini geride bıraktı. Karşıyaka İş Bankası önünde saat 18.00’de bir araya gelen emekçiler “Biat etmedik, korkmuyoruz, buradayız” diyerek eylem gerçekleştirildi.
Basın açıklamasından önce KHK ile ihraç edilen öğretmen söz aldı ve AKP iktidarının baskıcı politikalarına değindi. Eğitim emekçisi konuşmasında şunları dedi:
“Bizler korkmadık, size itaat etmedik, yasaklarınıza, şiddetinize rağmen mücadele etmekten geri durmadık. Bizler tarih sayfalarına onurumuzla bulacağız sizler de tıpkı sizden öncekiler gibi işkencelerinizle, çoçuk istismarcılığınızla anılacaksınız. Kadınları, LGBT+’ları, Kürtleri ve emekçileri teslim alamadınız, alamayacaksınız! Sizden de sizin iktidarımızda da hesabı emekçilere soracak”
Ardından basın açıklamasını KESK dönem sözcüsü Veysel Beyazadam okudu. Açıklamada şunlar ifade edildi:
“Depremin 58. gününde bile örneğin Adıyaman'da aile başı günlük beş litre suyun verildiği haberleriyle utanıyoruz. Yine deprem bölgesinde henüz dokunulmamış enkazların olduğu bir ortamda pişkince meydanlara çıkan siyasilerin açıklamalarına öfke besliyoruz. Hatay Samandağı'nda depremzedeler, asbest tehlikesine karşı eylem yaptı. Asbest yüklü tonlarca molozun yaşam alanına döküldüğünü belirten halka jandarma müdahalede bulundu. Depremzedeler yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı. Bu aklı sağlıklı düşünüyor diyebilir miyiz? Sahte seçmenlerin cirit attığı apartmanlarımızda seçim güvenliğine dair endişelerimizle baş başa kalıyoruz. Yaz boz tahtasına dönüştürülen üniversitelerin açılmasıyla ilgili kararları görünce hayretler içerinde kalıyoruz”
Açıklamanın devamında şunlar vurgulandı:
“248 haftadır alanda direnen bizler için KHK sorunu iktidara aday partilerin çok ötesine taşınmıştır aslında. "Aydınlık yarınlar için haydi 1 Mayıs'ta alanlara!" şiarının yükselmeye başlandığı bugünlerde ihraç arkadaşlarımızın direngenliği alanlar için umuttur. Ülkeyi yönetmek isteyenler için halka rağmen halk için değil, halkla birlikte halk için şiarını zorunlu kılmaktadır. Üreten biziz, yöneten de biz olacağız düşüncesiyle işyerlerinden ilmek ilmek örülen mücadele hattının başlangıcı bu alandır. Kadının, gençliğin, işçinin, emekçini, esnafın, köylünün, emeklinin, ötekileştirilen tüm bileşenlerin ortak duygusuyla oluşturulan mücadelenin ana zemini buradan yeşermektedir. Israrla, inatla yaşanılır bir coğrafya için ekilen umutsa bu mü, geri durmak olmaz”
Kızıl Bayrak / İzmir