Yeni yıla yüksek girdi maliyetleri ve fahiş gıda zamlarının gölgesinde giren tarım sektörünü, bu yıl da benzer sorunlar bekliyor. Ziraat sektörü temsilcilerine göre geçen yıl artan maliyetler bu yıl da çiftçiyi üretimden uzaklaştıracak; rekolte, verim ve kalite düşüklüğü yaşanmaya devam edecek. Bunun faturasını emekçiler yine zamlı gıda fiyatlarıyla ödeyecek.
Üretici alacaklı
Cumhuriyet’ten Gamze Bal ve Mustafa Çakır’ın haberine göre, tarımın ithalata dayalı bir sektör haline getirilmesinin faturasını geçen yıl çiftçi ve yurttaş birlikte ödedi. Tüm girdilerin yaklaşık yüzde 90’ı ithal olunca, çiftçinin üretim maliyetleri yüzde 50-120 zamlandı.
Ziraat Bankası’na önce borçlu kulüplere kredi, ardından da kredi kartı borcunu ödeyemeyenlere kredi düzenleme görevi verilmesi, bankanın asıl destek sağlaması gereken çiftçinin durumunu yeniden gündeme getirdi. Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri’ne daha yüksek faizle kredi verdiği için çiftçi de daha yüksek kredi borcu ödüyor. Kooperatiflerden kredi kullanan 7 bine yakın çiftçi icralık durumda.
Çiftçilerin borçlarında 190 kat artış var. Ayrıca yasaya göre GSYH’nin yüzde 1’i üreticilere verilmesi gerekirken, şimdiye kadar verilen en yüksek pay 0.5. Çiftçinin devletten 155 milyar lira alacağı var. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından 2017’de toplam 41.2 milyar lira, 2018’in 9 aylık döneminde ise 29.3 milyar lira tarımsal kredi kullandırıldı. Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından 2017’de yaklaşık 600 bin ortağa kredi kullandırıldı. Bu ortakların 6 bin 867’si hakkında icra takibi başlatıldı.
Satışlar düştü
2018’de elektrik borcunu zamanında ödeyemeyen 67 bin çiftçi faizli borçlu durumuna düşerken, 2 bin 666 çiftçi de sulamada kullandığı elektrik borcundan dolayı icralık oldu.
Üretici ‘üretmemenin’ maliyetini yapınca birçok üründe rekolte düştü. Traktör ve makine ekipman satışları da 2018 genelinde yüzde 65-70 azaldı. 2019’a bu sorunlarla giren tarım sektöründeki sorunların, yanlış tarım politikalarının devam etmesi halinde daha da derinleşmesi bekleniyor.
Borç AKP ile 190 kat arttı
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, AKP hükümeti görev başına gelmeden önce yani 2002 yılında çiftçinin kredi borçlarının sadece 530 milyon lira olduğuna işaret etti. Güngör, “Aradan geçen 16 yılın ardından Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 2.1 milyon çiftçinin borçları bugün itibarıyla, 101 milyar liraya kadar yükseldi” dedi.
Çiftçinin kredi borçlarında son 16 yılda 190 kat artış yaşandığını anlatan Güngör şu değerlendirmeyi yaptı:
“Neredeyse ipoteksiz arazi kalmadı. Ürettiği ürünü değerinde satamayan ve başta mazot ve gübre olmak üzere yüksek girdi maliyetleriyle beli bükülen, bankalara olan kredi borçları katlanarak artan çiftçi, gün geçtikçe daha zorlanıyor.
Ziraat Bankası, kulüplerin borçlarını yapılandırılacağını çiftçilerin bankalara olan borcunu yapılandırması gerekiyor. Önce çiftçiyi koruyacaksın. Vergi vermeyenin değil, üretenin yanında olacaksın.
Çiftçi borçları acilen 2 yıl ödemesiz 10 yıl vadede yapılandırılmalı. AKP’nin 2006’da çıkardığı Tarım Yasası’na göre, GSYH’nin yüzde 1’inin üreticiye vermesi zorunlu. Ancak bugüne kadar hiçbir zaman yüzde 1 verilmedi. Verilen 0.3 ile 0.5 arasında. Buna göre hesaplarsak çiftçinin devletten 155 milyar lira alacağı var. Bu 155 milyar TL ne oldu?”
AKP’nin Tarım Yasası’na uymayıp, tarımsal desteği eksik yatırdığını belirten TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık “Kanun, çiftçiye 2018’de ödenmesi gereken desteğin 37.4 milyar TL olmasını öngörüyordu. Ancak 2018’deki toplam destek 14.5 milyar TL oldu. Desteklerde aradığını bulamayan çiftçinin bankalardan kullandığı nakdi kredi, 2018 Ekim sonu itibarıyla 101 milyar 257 milyon TL’ye ulaştı. Bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında çiftçinin icra takibine düşen kredi borcu yüzde 41 arttı. Çiftçinin alım gücü bu yıl da geriledi. Çiftçinin eline geçen tutar enflasyonun oldukça gerisinde kaldı” dedi.
İthalat ısrarından vazgeçilsin
Yurtiçinde fiyatlar düşmeyince ithalat sopasına sarılan hükümet, fiyatları 2018’de ithalatla da düşüremedi. TÜİK’e göre 2018’in yalnızca ilk 10 ayındaki kırmızı et ithalatı, 2017’nin aynı dönemine kıyasla 25 kat artarak 2 bin tondan 50 bin tona çıktı. Ancak yine TÜİK’e göre 2017’nin ilk 10 ayında 39-41 TL arasında değişen kırmızı et fiyatları, bu yılın aynı döneminde 49 TL’ye kadar yükseldi.
Yüksek kurun etkisiyle pahalılaşan ithalatın dışarıya döviz saçmaktan başka bir işe yaramadığını söyleyen Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen) Başkanı Abdullah Aysu, üstüne bir de ithal etlerin şarbon hastalığına yol açtığına dikkat çekti.
Aysu, “Hayvan ithalatı ile hastalık da ithal etmiş olduk. Kesimlik olarak ithal edilen yaklaşık 4 bin sığırın 50’si şarbon hastalığı nedeniyle telef oldu. Şarbon yüzünden panikleyen tüketiciler beyaz ete yönelince tavuk eti fiyatlarında sert yükselişler yaşandı. Çiftçinin üzerindeki ithalat kamçısı, doların 7’ye çıkmasıyla ‘çare’ olmaktan çıktı. İthalatta ısrar gibi yanlışlıklar nedeniyle 2019’da da bu türden olumsuzluklar beklenmeli” dedi.