“İnsanlık ölmüş!” sözünü sık sık duyarız. Gün içinde bu sözü birilerine söylettirecek o kadar gerekçe var ki, saymakla bitmez. Aslında bu bir tespit. Yakınma tonuyla dillendirilen bu tespitin nedenine bakmak gerekiyor. İnsanlık neden ölmüş?
Kapitalizm insanlığın yaşamasına şans tanımıyor
Savaş nedeniyle topraklarını terk edip Suriye'den Türkiye'ye gelenlere karşı hiç de azımsanmayacak oranda dışa vurulan, lince dönüştürülen bir öfke var. Bu öfkenin en masumane sayılabilecek biçimi de “Savaşta ben kendi ülkemden kaçıp başka bir yere gitmem” sözleriyle dillendiriliyor.
Bunu söyleyen kişi erkek veya kadın olsun son derece yiğit biri olabilir. Ama kimlerle birlikte kime karşı savaşacağını sormaz. Aklına gelse bile yanıt bulamaz. Beşar Esad'a karşı emperyalizmin türettiği çetelerle birlikte mi olacak? Yoksa Esad ordularıyla birlikte çetelere karşı mı savaşacak? Bu soruyu yanıtlamadan “Ben savaşırdım” demek yiğitlik gibi heybetli bir argümana yaslansa da, oldukça saçma bir düşünüş.
Savaş niye çıktı? Kapitalist-emperyalizm daha çok kâr için savaş da çıkarır, kitlesel katliamlar da yapar. 2011 öncesinin “kardeş Esad”ı birden bire zalim bir diktatör haline gelir. Demokrasi yalanlarıyla dinci-gerici çeteler türetilir ve desteklenir. Çetelerin tek yaptığı katliam ve tecavüzdür. Esad orduları da aynı şeyleri yapar. Özetle daha daha çok kâr için sadece insanlar değil, insanlık katledilir.
Yalnız savaşlar için değil, kapitalizmde yaşam, bir bütün olarak kapitalistlerin daha çok kâr açgözlülüğüne göre şekillenir. Açlık sınırının altında asgari ücret, artan işsizlik insan gibi yaşamayı ortadan kaldırdığı gibi, insanlığı da yok ediyor. Kendi karnını bile güç bela doyuran bir işçi, komşusunun aç olmasına bakacak durumda değildir.
İş cinayetlerinin neredeyse rutin bir durum haline geldiği yerlerde, iş bulmak için sırada bekleyenler var. Elbette çizgi filmlerdeki gibi ölen bir işçinin yerine anında sırada bekleyen bir işçi gelmiyor. Gerçekliğin çizgi filmden tek farkı, sıra bekleyen işsiz değil, onun doldurduğu forum olması. Bir de iş arayan anında değil bir kaç gün sonra işe başlıyor ve artık bir işi olduğu için sevinebiliyor.
Hastanelerde sıra kavgası yapanlar da daima sıra bekleyen işçi, emekçiler oluyor. İş yerinden güç bela izin alan bir işçi, sırasını ölmek üzere olan başka bir hastaya vermek istemiyor. Çünkü o gün muayene olamazsa ertesi gün izin almak bir yana izin isteyemeyebilir bile.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama bu kadarı yeterli. İnsanlığın öldüğü örneklerde başrolde hep işçi, emekçiler yer alıyor. İşçi, emekçilerin kötülüğünden değil kapitalistlerin daha çok kâr yaklaşımından kaynaklı bu örnekler yaşanıyor.
Daha çok kâr, kapitalistin değişebilecek bir güdüsü değil, kapitalizmin yasası hatta varlık koşuludur.
İnsanlık sosyalizmle kurtulur
Kapitalizmde özel mülkiyet kutsanır. Bu kutsama daha çok işçinin varsa eğer evi, arabası vb. üzerinden yapılır. Oysa kapitalistin gerçek anlamda kutsadığı üretim araçlarının özel mülkiyetidir. Kapitalist-emperyalistler üretim araçlarındaki özel mülkiyetlerini arttırmak, sermayelerini büyütmek için insanlığı katleder. Soyut bir ifade değil bu. Yukarıda örnekleriyle anlattığımız somut bir olgu.
Devrim sonrası sosyalizmde üretim araçlarının özel mülkiyetine son verilip, toplumsal mülkiyete geçilecek.
Sosyalizmde üretim kâr için değil, toplumsal ihtiyaçlar için olacak. Bu koşullarda iş cinayeti kalmayacak demek abartılı değil, gerçek bir iddia. Çünkü her iş cinayeti, kapitalist üç kuruş harcayıp iş güvenliği önlemi almadığı için gerçekleşiyor.
Barınma sorunu çözülecek. Müteahhit şirketlerin kârı değil de insanların barınma sorununu çözme temelinde yaklaşıldığında, belki de en kolay çözülecek sorun barınma sorunu olacak.
Ülkemizde bulunan göçmenler -Suriyeli veya başka bir ülkeli- ucuz iş gücü olarak görülmeyecek. Onlar da insanca yaşabilecek. Bu bir lütuf veya ayrıcalık değil. Ülkedeki Türk ve Kürt işçiler gibi emeklerinin tam karşılığını alacak. Kimsenin işsiz kalmasına neden olmadan. Halkların kardeşliği gerçek anlamda ete kemiğe bürünecek.
Kuşkusuz bütün bunlar devrimin ertesi günü çözülemeyecek. Devrimin ertesi günü bu sorunları çözecek yola girilecek. Sosyalizm, yani insanlık adım adım inşa edilecek.
H. Ortakçı