İngiliz hükümeti farklı işkollarında aylardır süren büyük grev dalgasını kırmak için saldırıya hazırlanıyor. Birleşik Krallık İşletme Bakanı Grant Shapps, perşembe günü "Hükümet grev hakkını korumalı, ancak aynı zamanda yaşamları ve geçim kaynaklarını da korumalıdır" yönlü demagojik bir açıklama yaptı. Shapps “dostane çözümler” umduğunu, ancak sağlık, itfaiye, demiryolu vb. kritik alanlarda temel hizmetlerin sürdürülebilmesini sağlamak için "asgari düzeyde güvenlik" sağlanması bahanesiyle greve katılanların sayısını sınırlamak için hükümetin yasa tasarısı hazırladığını duyurdu. Oysa ki, tren görevlileri ve temizlik işçilerini temsil eden RMT sendikası başkanı Mick Lynch’ın, doğrudan müzakere yapma çağrısı aylardır karşılıksız bırakıldı.
Kısa süre içerisinde İngiliz parlamentosuna sunulacağı belirtilen tasarıda, hangi sektörde kaç işçinin grev yapmasının engelleneceği henüz belli değil. Hükümetin greve katılanların sayısını düşürerek grevlerin etkisini sınırlamayı hedefleyen yasa tasarısı sendikalar tarafından eleştiriliyor.
Aylardır devam eden demiryolu grevi, ülkedeki ulaşımı ciddi şekilde etkiledi. 3 Ocak Salı günü, tarifeli trenlerin yalnızca yüzde 20'si çalışıyordu. Tren görevlileri ve temizlik işçilerini temsil eden RMT sendikası ve tren makinistlerini temsil eden ASLEF sendikası, daha fazla iş güvencesi ve yüksek enflasyonun telafi edilmesi için çift haneli ücret artışları talep ediyorlar. Resmi verilere göre Kasım ayında enflasyon yüzde 10,7’ye ulaşmışken ve gıda fiyatları yüzde 16,6 oranında artmışken, kapitalistler önümüzdeki iki yılın her biri için yüzde 4,5 zam teklif ediyorlar.
Postacılar, üniversite öğretim görevlileri ve sınır muhafızları da daha fazla ücret için grevdeler. Ancak Ulusal Sağlık Hizmetleri'ndeki (NHS) grev Sunak Hükümeti için özel bir baş ağrısı oluşturuyor. Ay ortasına kadar greve gitmek istemeyen NHS çalışanlarının aldıkları grev kararının nüfusun çoğunluğunun desteğine sahip olduğu bildiriliyor. Çarşamba günü Mirror gazetesinin 2010 yılından bu yana göreve gelen beş Muhafazakâr başbakan "NHS'mizi mahvettiler!" başlığıyla verdiği haber, adadaki pek çok kişinin duygularını yansıttığı belirtiliyor.
Sağlık Bakanı Steve Barclay, her yerde ambulanslar için ve aynı zamanda ameliyatlardaki rutin randevular için yıkıcı derecede uzun bekleme süreleri için özür dilemek yerine, Covid-19 pandemisini suçluyor. Sağlık çalışanları ise sorunların uzun vadeli ihmallerin sonucu olarak biriktiği görüşündeler.
Downing Street sözcüsü, daha aylar öncesinde bu kış birçok insanın tedavi olmakta "büyük zorluk" çekeceğini açıklamıştı. Medyada yer alan GP randevu borsasının oluştuğuna ve randevuların piyasada alınıp-satıldığına ilişkin haberler sağlık sisteminin içerisinde bulunduğu sefil durumu çarpıcı olarak gözler önüne serdi. Sağlık hizmetlerinin içerisinde bulunduğu dramatik durumun ne kadar kötü olduğunun bir başka örneği ise, Noel tatilinden önce bir kontrol merkezi tarafından yapılan, "Sadece öleceğinizi düşünüyorsanız acil durum numarasını arayın." çağrısı oldu. Birleşik Krallık Avrupa'daki en düşük hastane yatağı sayısına sahiptir. Acil Tıp Meslek Birliği’nden Adrian Boyle, bunun sonucu olarak her yıl 25.000 kadar insanın zamanında tıbbi yardım alamadıkları için öldüğünü tahmin ediyor.
Sunak Hükümeti, grevcilerin isteklerini karşılayarak, özellikle sağlık hizmetlerinin içerisinde bulunduğu dramatik durumu çözmek yerine çalışanların grev haklarına saldırmaya hazırlanıyor. Ulusal Sağlık Hizmetleri'nde 133 bin boş kadro, yani büyük bir personel açığı ve yüz binlerce sağlık çalışanı işsiz durumda olmasına karşın, göçmenleri Afrika'ya gönderen ultra muhafazakâr Sunak Hükümeti Afrika'da reklâm kampanyaları düzenleyerek ucuz ve eğitimli işgücü avına çıkmayı da ihmal etmiyor.