İşçi Emekçi Birliği, 18 Eylül “Dünya Eşit Ücretlendirme Günü!” vesilesiyle Taksim’deki Makine Mühendisleri Odası’nda basın toplantısı yaptı. “18 Eylül Dünya Eşit Ücretlendirme Günü! Eşit işe eşit ücret mücadelesini yükseltelim!” yazılı ozalitin asıldığı toplantıda yapılan ilk konuşmada günün içeriğine ilişkin bilgiler aktarıldı.
Kapitalizmin gelişmesiyle birlikte kadınların çalışma yaşamında aynı işi yapmasına rağmen daha az ücret aldığına ve yine taşeron çalışmayla ücret eşitsizliğinin oluştuğuna dikkat çekilen konuşmada, “eşit işe eşit ücret” mücadelesinin ilk olarak 1830’lu yıllarda Amerika’da verildiği ifade edildi. Konuşmada “eşit işe eşit ücret” mücadelesinin örnekleri aktarıldı ve talebin önemine vurgu yapıldı. Ardından birlik adına hazırlanan basın açıklaması okundu.
“Ücretlendirmede toplumsal eşitsizlik farklı boyutlarda devam ediyor”
Açıklamada iş yasalarında “eşit işe eşit ücret” yazdığı hatırlatarak şunlar ifade edildi:
“Ama biz biliyoruz ki, yasalar burjuva devletlerde kâğıt üzerinde kalır… Gerçek hayatta ise eşitsizlik, adaletsizlik devam eder gider. Bu nedenle 'eşit işe eşit ücret!' talebi, içeriğinde bazı değişikliklerle birlikte halen işçi sınıfının geçerli temel mücadele taleplerindendir.
Sınıf mücadelesinin kazanımlarına bağlı olarak aynı iş yerinde aynı işi yapan kadın ve erkek işçinin ücretlendirmesinin eşit olduğu ilkesinin uygulandığı yerler var. Fakat bu toplumsal olarak ücretlendirmede cinsiyet eşitliğinin gerçekleşmiş olduğu anlamına gelmiyor! Ücretlendirmede toplumsal eşitsizlik farklı boyutlarda devam ediyor: Kapitalistler, örneğin aynı iş kolunda, yan yana çalışan ve özde aynı işi yapan kadın ve erkeğin iş anlaşmasında ve kâğıt üzerinde küçük farklılıklar, sahte “fazla sorumluluklar” eklemek suretiyle aradaki ücret eşitsizliğini sürdürebiliyor. Bir işyerindeki ücretlendirmede şeffaflık yok! Kimi zaman kalifikasyon farklılığı arkasına sığınılıyor, kimi zaman tam zamanlı ya da yarı zamanlı çalışmadan kaynaklı farklılık diyebiliyorlar! Öyle ya da böyle, ay sonunda kadın ve erkek işçinin eline geçen net para çok farklı oluyor.”
“Kampanyanın doğru temellerde yürütülmesi için…”
Kadınların, taşeron çalışanların, göçmen işçilerin ucuz işgücü olarak çalıştırıldığı ve eşit iş yaptığı halde daha düşük ücretler aldığına değinilen açıklama şöyle devam etti:
“İşte bütün bu eşitsizliklerden dolayı ücretlendirmede eşitlik talebi doğrudur. Bu talebi ‘eşdeğer işe eşit ücret!’ şeklinde de formüle edebiliriz. Önemli olan ücretlendirmedeki eşitsizlikleri ortaya koymak ve bunun değiştirilmesi gerektiği bilincini yaymak, bunun mücadelesini vermektir.
Kapitalizm, sermayenin egemenliği sürdüğü sürece bu eşitsizliklerin süreceğini biliyoruz.
Eşitsizliklerin ortadan kaldırılması, ancak kapitalizmin yıkılması, işçi sınıfının iktidarının kurulması ile mümkündür.
Uluslararası alanda sendikaların ve kadın hareketinin başını çektiği ve gündeme getirdiği bir ‘equal pay day’ ‘eşit ücretlendirme günü’ kampanyası yürüyor.
Dünya Çalışma Örgütü ILO da 18 Eylül’ü ‘Dünya Eşit Ücretlendirme Günü’ ilan etmiş durumda.
İşçi ve Emekçi Birliği olarak, ‘eşit ücretlendirme günü’ kampanyasına sahip çıkıyor ve bu kampanyanın doğru temellerde yürütülmesi için mücadele ediyoruz.
Sendikaları, meslek örgütlerini, ilerici devrimci kurumları da bu kampanyaya sahip çıkmaya, eşit işe eşit ücret mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.
Salt 18 Eylül’de değil, tüm mücadele gün ve alanlarında kapitalizmin yarattığı eşitsizliklere karşı, kadınların kurtuluşu mücadelesinin temel mücadele hedeflerini gündeme getirmeli, bu hedeflerin gerçekleşmesi için mücadele etmeliyiz.
İşçi sınıfı hareketi her toplu sözleşme mücadelesinde, her grev mücadelesinde ve her direnişte ‘Ücretlendirmede eşitlik! Kadın ücretleri derhâl arttırılsın!’, ‘Ev işi ve bakım hizmetlerine toplumsal çözüm!’ ‘Taşeron sistemi kaldırılsın!’, ‘Eşit işe eşit ücret!’, ‘Ayrımcılığa son! Göçmen işçiler için de eşit işe eşit ücret!’ taleplerini gündeme getirmek zorundadır.
Ve bilinmelidir ki, kadın ile erkek arasında ücretlendirmedeki eşitsizlik dâhil, tüm eşitsizliklerin aşılması üretim araçları üzerindeki özel mülkiyeti temel alan kapitalist sistemin ortadan kaldırılması ile mümkündür."