Haziran Direnişi sırasında Eskişehir’de üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek öldürülmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan davada karar çıktı.
Hürriyet’ten İsmail Saymaz’ın haberine göre, Eskişehir 2. İdare Mahkemesi, Ali İsmail Korkmaz’ın ailesine 650 bin TL manevi, 57 bin 180 TL maddi olmak üzere, 707 bin 180 TL tazminat ödenmesine karar verdi. Kararda, Korkmaz’ın öldürülmesine ilişkin ceza davasında, katil polis Mevlüt Saldoğan ve Yalçın Akbulut ile dört sivil faşiste 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verildiği hatırlatıldı.
Mahkeme kararında, “kamu görevlilerinin üstlendikleri ödev ve yürüttükleri hizmetin kural, usûl ve gereklerine aykırılık teşkil eden eylemlerinin idarenin hizmet kusuru içerisinde kaldığı” vurgulandı. Kararda, şöyle denildi: “Güvenlik güçlerinin kamu hizmetini icra ettikleri sırada sivil vatandaşlarla birlikte tekmeli - sopalı saldırı gerçekleştirerek, Korkmaz’ın ölümüne sebep olmalarıyla idarenin hizmet kusuruna yol açtıkları kuşkusuzdur. Diğer bir ifadeyle, ilgilinin (Ali İsmail Korkmaz) güvenlik görevlileri ve sivil vatandaşın birlikte saldırısına uğradığı, olay sonucu meydana gelen zararın kamu hizmetinin yürütülmesi ve görevin ifası sırasında oluştuğu, dolayısıyla zarar ile idare eylem arasında nedensellik bağı bulunduğu açıktır.”
Mahkeme, baba Şahap Korkmaz için 26.220,87 TL, anne Emel Korkmaz için 30.959,52 TL, hastane masrafları için 2 bin TL olmak üzere 57.180,39 TL maddi tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca, “idarenin kusuru, olayın oluş şekli, zararın niteliği, ölümdeki kastın yoğunluğu dikkate alınmak suretiyle davacıların duyduğu acı, üzüntü ve ruhsal sıkıntılarının kısmen de olsa dindirilmesi için” manevi tazminata da hükmetti. Buna göre baba Şahap ve anne Emel Korkmaz için 250 biner, kardeşler Gürkan Kokmaz, Aylin Taktut ve Melike Çakırkaya için de 50 biner TL olmak üzere, toplam 650 bin TL manevi tazminata karar verildi.
Hâkim Yaşar Tunç, manevi tazminatın az hesaplandığı gerekçesiyle karara şerh koydu. Tunç şerh yazısında özetle şöyle dedi: “Olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ve idarenin hem pozitif hem de negatif yükümlülüğünü ihlal ettiği açıktır. İdarenin bu açık ve ağır hizmet kusuru tazminat miktarının belirlenmesinde göz ardı edilemez. Olayın oluş şekli, zararın niteliği, yalnız başına kalan bir kişinin/eylemcinin sokak arasında güvenlik güçleri ve bir grup vatandaşın saldırısına uğraması sonucu ölmesi dikkate alınarak, idarenin ağır hizmet kusurunu cezalandırıcı mahiyette manevi tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, bu hususları karşılamayan düşük bir miktarda manevi tazminat miktarı belirlenmesi yönünde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.”