İç Anadolu Hapishaneleri Raporu

İHD'nin “İç Anadolu Bölge Hapishaneleri 2021 Yılı Raporu” düzenlenen basın toplantısında açıklandı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 03 Mart 2022
  • 09:13

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, İç Anadolu Bölge Hapishaneleri 2021 yılı raporunu düzenlediği toplantıyla kamuoyuna açıkladı.

Raporu İHD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi (MYK) ve İHD Merkez Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Çevirmen açıkladı. 2021 yılı içerisinde çeşitli hapishanelerde en az 52  mahpusun yaşamını yitirdiğini belirten Çevirmen şunları dedi:

“18 mahpus ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu hastaların 5’i kalp krizi nedeniyle vefat etmiştir. 15 mahpus Covid-19 pandemisi nedeniyle yaşamını yitirmiştir. 13 mahpusun intihar nedeniyle öldüğü iddia edildi. 5 mahpus şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. 1 mahpusun ölüm nedeni açıklanmadı”

27 Kasım 2020’de başlatılan süresiz dönüşümsüz açlık grevinin 12 Eylül 2021’de 290. gününde sonlandırıldığını hatırlatan Çevirmen mahpusların sağlık hakkının ihlal edildiğini anlattı.

İşkence ve kötü muamele

İHD Hapishaneler Komisyonu Üyesi avukat Ömer Faruk Yazmacı raporun işkence ve kötü muamele bölümünü aktardı. Yazmacı şunları vurguladı:

“Hapishanelerde uygulanan işkencenin ve mahpuslara yönelik kötü muamelenin temelinde cezaevi görevlilerine yönelik cezasızlık politikası yatmaktadır. Cezaevi görevlilerinin soruşturulma, yargılanma kaygısı olmadan hareket etmeleri ve mahpuslar tarafından Adalet Bakanlığı’na yapılan başvuruların sonuçsuz kalması benzeri olayların sıklıkla ve artarak görülmesine sebebiyet vermektedir”

Afyon T Tipi, Aksaray T Tipi Hapishanesi, Bolu Hapishanesi, Kayseri/Bünyan Kadın Kapalı Hapishanesi, Kayseri 1 Nolu T Tip Hapishanesi, Konya/Seydişehir Hapishanesi ve Sincan Kadın Hapishanesinde gerçekleşen baskı ve işkence örneklerini aktaran Yazmacı İç Anadolu Bölgesi'nde 4’ü kadın olmak üzere 8 mahpusun denetimli serbestlik hakkı ve koşullu salıverilme hakları ihlal edildiğini belirtti.

Raporda yer alan diğer bilgiler şöyle:

“*Kamu kurumlarına gönderilen mektuplar nedeniyle mahpuslara soruşturmalar açılmıştır. ...

*Doğrudan kişi güvenliği hakkını ve sağlık hakkını ihlal eden uygulamalar dışında hapishane yönetimleri çok çeşitli yöntemlerle mahpuslar üzerinde baskı kurmaya çalışmakta, çeşitli hak ihlalleri yaşatılmaktadır. Ailelerinden uzak hapishanelerde bulunan mahpusların sevk talepleri kabul edilmemektedir. Yeni Yaşam, Evrensel, BirGün gazeteleri mahpuslara verilmiyor. Mahpusların kantinden alarak bir radyo bulundurma hakları olmasına rağmen radyoları toplatılmıştır. Bolu F Tipi Hapishanesinde bir mahpusun anı-roman çalışmasına idare tarafından el konulmuş ve konuya dair AYM’de ret kararı vermiştir. Mahpuslara gönderilen Kürtçe kitapların verilmediği, bu konuyla ilgili idareye dilekçe ile başvurulduğunda ‘Kürtçe kitapları kontrol edecek memurun bulunmadığı, çevirmen ücretini kendisinin karşılaması durumunda çevirmene gönderileceğini, uygun bulunması durumunda kitapların kendilerine verileceği’ söylenmiştir.  Kürtçe mektuplar tercüman yokluğu gerekçesi ile aylarca bekletilip geri gönderiliyor.

...

*90 mahpus Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesinden olmak üzere en az 129 mahpus istekleri dışında İç Anadolu Bölge Hapishaneleri'nden başka yerlere ve diğer hapishanelerden de İç Anadolu Bölge Hapishanelerine sevk ve sürgün edilmiştir.

Sonuç ve öneriler

*Ulusal ve uluslararası insan hakları hukukunda; mahpusların hakları ile ilgili oldukça gelişmiş standartlar olmasına karşın mahpuslar ilgili hakları ve düzenlemeleri doğrudan kullanamamakta, tutuldukları yerlerde bulunan yetkililer aracılığı ile ancak kullanabilmektedir. Mahpusun avukat görüşü, arkadaş görüşü ve aile görüşlerinden mahrum bırakılması, yine dışarıyla iletişim bağı olan telefon, faks ve mektup hakkının engellenmesi gibi uygulamalar insanlık onuruna aykırı uygulamalardır. Mahpusun işkence ve onur kırıcı ceza işlemlerine maruz bırakılması demektir. Cezaevlerinde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir. Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.

*Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır. Heyetlerimiz ve kurumumuz; hapishane rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğini tespit etmiştir. İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolü’ne uygun şekilde, ‘bağımsız’ ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması gerekmektedir. Tüm cezaevlerinde yaşananlara, hak ihlallerine, sağlığa erişim engellerine karşı Adalet Bakanlığı’nı, ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz.”