Hukuk örgütleri, Süleyman Soylu’nun avukatlara yönelik saldırgan sözlerine yazılı açıklama yaparak tepki gösterdi.
Açıklamada, Soylu’nun “Ne zaman PKK’nın avukatları içeri tıkılır, o zaman Türkiye’de PKK diye göreceksiniz bir şey kalmaz” ifadeleri “Avukatlara, savunmaya açık saldırı” olarak değerlendirildi.
Bu saldırının ilk olmadığına, ÇHD üyesi Halkın Hukuk Bürosu avukatları hakkındaki yargılamalara, Diyarbakır'da 25 avukatın gözaltın alınması ve 4 avukatın tutuklanmasına dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bugün Hizbullahçıları kendi partisinden Meclis'e taşıyan ve koruyan, neredeyse her türlü suç örgütü mensubu ile boy boy fotoğrafları yayınlanan biri olarak Soylu'nun mesleğimizi, savunmayı sürekli kriminalize etmeye çalışması, avukatlar başta olmak üzere hak savunucuları, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin yargı tehditlerine maruz bırakması ancak yaptığı tüm iş ve operasyonlardaki suçlarını örtme çabasının göstergesidir.”
Kürt halkının ve HDP'nin avukatlığını yapmanın, Kürtlerin ana dilini konuşmasını savunmanın ve bunu mahkemelerde dile getirmenin suç teşkil etmediğinin altı çizilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Gözaltında işkencelere engel olmak, kaybetme politikalarına karşı mücadele etmek suç teşkil etmez. Kadınların, LGBTI+'ların, göçmenlerin, öğrencilerin, yoksulların haklarını savunmak; ezilen tüm halkların ve işçi sınıfının avukatlığını yapmak suç teşkil etmez. Dolayısıyla Süleyman Soylu'nun açık saldırılarından korkmuyoruz. Süleyman Soylu'nun mesleğimize yönelik bu açıklamalarından sonra olası hukuka aykırı operasyonlara karşı mücadele içinde olacağımızı şimdiden ilan ediyoruz. Kim ne derse desin, mesleğimizi halkımız için yapmaya devam edeceğiz. Savunma susmadı, susmayacak.”
Metnin imzacısı hukuk örgütleri şunlar:
“Sosyal Hukuk Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, Adalet İçin Hukukçular, Avukat Dayanışması, Çağdaş Avukatlar Grubu, Demokrasi İçin Hukukçular, Katılımcı Avukatlar ve Özgürlükçü Demokrat Avukatlar.”
İzmir Barosu’ndan açıklama
İzmir Barosu da konuya dair açıklama yaparak şunları ifade etti:
“Hukuk dışı, denetimsiz ve keyfi yönetimde ısrar edenlerin; bilhassa yasa dışı yöntemlerinin ifşa olduğu dönemlerde, kendilerine yönelik eleştirileri bastırmak için yeni operasyon ihtiyaçları, bilindik bir yöntemdir. Demokratik hukuk devleti ilkelerini üstün tutan, halkın savunma hakkının taşıyıcısı olan barolarımıza ve avukatlık mesleğine yönelik operasyon söylemi, bu süreçten bağımsız değildir.”
Avukatların iktidar tarafından sıklıkla hedef gösterildiği dile getirilen açıklama şöyle devam edildi:
“İçişleri Bakanının, savunma mesleğini hedef gösteren bu açıklaması, mesleğimize yönelik ağır bir tehdittir. Avukatlar müvekkilleri ile özdeşleştirilemez, avukatlık mesleği kriminalleştirilemez, avukatlık görevini yapanlar her türlü hukuksuz müdahaleye ve bilhassa siyasi iktidarların hukuksuz müdahalelerine karşı mesleki güvence altındadırlar.”
Mesleklerinin itibarsızlaştırmaya yönelik söylemlerden derhal vazgeçilmesi çağrısı yapılan açıklamada son olarak şunlar ifade edildi:
“Baskılara boyun eğmeyen, mücadeleden vazgeçmeyen İzmir Barosu olarak, yargının kurucu unsurlarından bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden, tüm yurttaşların adalete erişiminin ve adil yargılamanın güvencesi olan mesleğimize yönelik hedef gösterici söylemleri kabul etmediğimizi kamuoyuyla paylaşırız.”